Spor ve LGBTİ+ hak savunuculuğu dediğimizde neredeyse herkesin aklına ABD’li futbolcu Megan Rapinoe geliyor. Üst düzey futbol kariyerinin yanı sıra eşit ücret için verdiği mücadelesi, açık ilişkisi, dünya kupasını kazandıktan sonra dönemin başkanı Trump’ın homofobik ve cinsiyetçi olmasından dolayı Beyaz Saray’a ziyarete gitmemesi ve her fırsatta LGBTİ+ haklarından yüksek sesle bahsetmesi onu LGBTİ+ için bir ikon haline getirdi.
Megan Rapinoe 5 Temmuz 1985 yılında ABD’nin Kaliforniya Eyaletindeki Redding şehrinde dünyaya geldi. Abisinin futbol oynaması Megan ve ikiz kardeşi Rachael’i etkilemiş ve onlar da futbol oynamaya başlamıştı. Megan atletizm ve basketbol ile de ilgiliydi fakat onun futbol yeteneği Portland Üniversitesi’nde kendisine burs kazandırmıştı. ABD’nin 19 yaş altı milli takımına katılabilmek için üniversiteye biraz geç başladı.
Portland Üniversitesi’ne başladığı 2005 senesinde takımı, NCAA Division I şampiyonasını kazandı. Milli takıma ise 2006 yılında dahil oldu. Milli Takım kariyerinin ilk iki yılı dizindeki sakatlıkla boğuştu. Fakat sonra kendisi ve ABD futbolu için bambaşka olacaktı.
Üniversiteyi tamamladıktan sonra 2009 yılında Chicago Red Star ile futbol ligine adım attı. Sırasıyla Philadelphia Independence, MagicJack, Sydney FC, Seattle Sounders Women da forma giydi. 2013-2014 sezonunda ise Olympique Lyonnais ile Avrupa tecrübesi edindikten sonra tekrar ülkesine döndü ve OL Reign’e transfer oldu.
Kariyerinde lig şampiyonluklarının yanı sıra 2012’de Olimpiyat altını ve 2020’de Olimpiyat bronzu, 2014 ve 2018’de CONCACAF şampiyonluğu, 2015 ve 2019’da FIFA Dünya Kupası şampiyonluğu kazanmayı başaran takımların birer parçasıydı. Bireysel kariyerinin en unutulmaz senesi ise 2019’du. O sene Dünya Kupası’nı kazanmalarının ardından IFFHS Yılın En İyi Kadın Oyun Kurucusu, En İyi FIFA Kadın Oyuncusu, FIFA Kadınlar Dünya Kupası Altın Top-Altın Ayakkabı ve Ballon d’Or gibi çok önemli ödüller kazandı.
Fakat Megan Rapinoe’yu bu kadar ön plana çıkaran başka bir şey daha vardı. O da LGBTi+ hakları konusundaki net duruşuydu.
2011 Dünya Kupası’ndan sonra ABD futbol takımı büyük bir ilgi görmeye başlamıştı. Gözler artık onların üzerindeydi. Fakat Megan için doğru gitmeyen bir şeyler vardı. Popüler insanların kimliklerini açıklamaması üzerine çok düşünmeye başlamıştı. Garip olduğunu düşündüğü bu durumu gitgide aptalca bulmaya başlamıştı. Megan etrafındaki kişilere karşı kendisini gizlemese de basından kimse onun eşcinsel olduğunu bilmiyordu.
Rapinoe açılmanın yalnızca kendisi için önemli olmadığını anladı. Kendisini çok daha büyük bir şeyin parçası olarak görüyordu. 2012 Temmuz’unda da verdiği röportajla eşcinsel olduğunu açıkladı. O artık gerçekten de çok büyük bir şeyin parçasıydı. Hatta pek çok kişi için de liderdi.
Megan’ın yaşadığı tek pişmanlık o dönem takım arkadaşlarına önderlik edememesi oldu. Takım arkadaşı Lori dışında başka kimse açılmamıştı. Bu onun ‘tek pişmanlığı’ydı. Fakat etkisi milli takımın dışına taşmış tüm dünyaya erişmişti.
Gerçek değişimin LGBTİ+ sporcular dışındaki insanların da homofobiden rahatsız olmasıyla mümkün olabileceğini savunuyordu. Kendisi de her alanda homofobiye karşı büyük bir mücadele vermeye başladı. Dönemin ABD başkanı Donald Trump’ın ve bakanların homofobik söylemleri ve tavırları Megan’ın fazlasıyla canını sıkmıştı. 2019 Dünya Kupası’nı kazanmalarının ardından Beyaz Saray’a gidip Trump’ın huzuruna çıkmayı reddetti. Trump’ın kendisi gibi renkli insanları dışladığını söylüyordu.
Rapinoe hep en büyük motivasyon kaynağının LGBTİ+ hakları için mücadele eden insanlar olduğunu dile getiriyordu. Onlardan güç buluyordu. Ve hakları ihlal edilen LGBTi+’lara seslenmeye başladı: “Sizi görüyoruz ve sizin yanınızdayız”.
Not: Megan Rapinoe’nun kendi anlattığı açılma hikayesi için: https://www.elle.com/culture/books/a34663054/megan-rapinoe-coming-out-memoir-excerpt/
*Bu yazı Fare Newtwork’ün Football Action Weeks kapsamında Sportif Lezbon işbirliğiyle hazırlanmıştır.