Larry Nassar vakası, uluslararası spor alanı için sadece kriminal bir vaka değil, spor politikalarını, antrenör pedagojisi anlayışını dahası performans sporu kültürünü değiştirebilecek bir vaka. Bu cinsel istismar vakasının ayrıntısı 6 Aralık 2021’de FemSport’ta yayımlandı (https://www.femsport.net/cocuk-sporculara-yonelik-cinsel-istismar-athlete-a-jimnastikte-taciz-skandali/). Bu yazıda vakanın içeriğini açıklamaktan ziyade uluslararası spor alanının sorduğu soruları yanıtlamaya çalışacağım: Larry Nassar bu kadar çok sayıda kadın sporcuyu bu kadar uzun süre istismar etmeye nasıl devam edebildi? Neden kimse onu durdurmadı? Bu soruların yanıtlarını iktidar ilişkileri bağlamında vermeye çalışacağım.
Araştırmalar, sporcuların uysallığının, sessizliğinin, boyun eğen eğilimlerinin antrenör merkezli yaklaşımın uygulandığı spor ortamlarında geliştiğini gösteriyor (Pinheiro et al. 2014; Stirling and Kerr 2013). Antrenör merkezli yaklaşımda antrenör otoritedir, karar verme süreçlerinde sporcunun söz hakkı yoktur, sporcunun sesi çıkmaz, sporcunun sesi duyulmaz, sporcu güçsüzdür (Koca, 2020). Amerikalı bir cimnastikçiye göre Elit cimnastik antrenörlüğünün yöntemi acımasızlıktı, zalimlikti. Kabul gören yöntem buydu. Gerekeni almak için sporcunuza istediğiniz kadar zalim olabilirdiniz. Sporcular, Olimpiyat Şampiyonu olmak hedefiyle haftanın 7 günü, günde 6-7 saat ağır antrenman yapıyorlar, her türlü hastalığa ve yaralanmaya rağmen yarışmaya devam ediyorlar, yılın neredeyse tamamını ailelerinden uzakta kamplarda ve yarışmalarda geçiriyorlar. Ve neticede, bir sporcunun ifadesiyle: Duygusal ve fiziksel taciz çok normalleştirilmişti. O kadar itaatkar hale gelmiştik ki aramızda bir cinsel tacizci olduğunu bilsek de bir şey diyemezdik. Biz kendimizi son derece güçsüz hissediyorduk.
Antrenörün iktidarı sadece antrenör tarafından değil spor kurumu yöneticileri tarafından inşa ediliyor. Antrenör, başarıyı getiren kişi olarak sorgulanmıyor, denetlenmiyor. Antrenörün kurumsal olarak sorgulanmayan bir iktidara sahip olmasının risklerine tek bir örnek vereyim: Amerikan Cimnastiğinde Nassar öncesinde cinsel saldırıdan hüküm giymiş antrenörlerden oluşan yasaklılar listesinde yer alan milli takım antrenörü Don Peter hakkında bir kadın sporcu tarafından yapılmış bir şikayete kurumun başındaki başkanın verdiği yanıt: Don’a karşı çıkan sadece iki kadın var.
2020 yılında 6 bölümlük Yerçekimine Meydan Okumak: Kadın Cimnastiğinin Anlatılmamış Hikayesi (Defying Gravity: The Untold Story of Women’s Gymnastics) isimli bir belgesel yayımlandı. Kadınlar Cimnastiğinin – Olaylar ve Kilometre Taşları, İkonlar ve Umutlar, Zaferler ve Kalp Kırıkları – hikayesini en büyük şampiyonlarının sesleriyle anlatan 6 bölümlük bir belgesel dizisi. Belgesel, Five All in the Fifth, Main Event Media ve All3Media America tarafından yapıldı. Yönetmenleri Bess Kargman ve Lucy Walker. 2021 Producers Guild of America Award for Outstanding Sports Program ödülü aldı. Nadia Comaneci ve Simone Biles gibi cimnastik tarihinin başarılı sporcularının yer aldığı belgeselde cimnastik kültürü bağlamında kadın cimnastiğinde istismar ve iyileşme konusu da işleniyor. Bu belgeselde ve Nassar vakasının farklı bilimsel disiplinlerden araştırıldığı makalelerde Amerikan cimnastiğinin mükemmellik ve başarı odaklı kültürünün cinsel şiddet için bir risk oluşturduğu vurgulanıyor. Bu kültürün bir korku ve sessizlik kültürü olduğu ve alanın tüm aktörleri tarafından bu kültürün normalleştirildiği ve cinsel istismara yönelik seslerin susturulduğu anlatılıyor. Çünkü Simone Biles’ın söylediği gibi İnsanların umursadığı tek şey… Onlar sadece madalya istiyorlardı.
İktidarın nesnesi olan sporcunun da tek bir hedefi var: Mükemmel olmak, kazanmak. Bu hedef antrenörün hedefidir, kurumun hedefidir. Yani, sporcunun hedefi antrenörün hedefini gerçekleştirmektir. Cathy Rigby (1968-1972 Olimpiyat Takımı), cimnastiğin mükemmellikle, hata yapmamakla ilgili olduğunu ve sporcuların yapmak istedikleri tek şeyin antrenörünü memnun etmek olduğunu söylüyor. Defying Gravity isimli belgeselde konuşan kadın sporcuların sözlerinde başkalarını hayal kırıklığına uğratmanın kendi yaşamlarındaki gerçekliğini görüyoruz: Hayal kırıklığı ölüm demek (Cathy Rigby), Herkesi hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyorum (Vanessa Atler).
Netflix’de yayımlanan Athlete A belgeseline ismini veren Aly Raisman Amerikan cimnastiğinin ve dünya cimnastiğinin en başarılı sporcularından birisi. 4 alette şampiyon olan cimnastiğin kraliçesi olarak tanımlanıyor (all arounder). Defying Gravity’de Aly, Londra Olimpiyatlarındaki performansıyla sadece kendisini değil başkalarını da hayal kırıklığına uğratmış olma hissiyatını anlatıyor. Hayatının bittiğini hissediyor. Çok iyiydi ama daha da iyi olabilirdi. Kathelyn Ohasi ise 12 yaşında elit sporcu oluyor ve Amerika Cimnastik takımında yarışmaya başıyor. Yapmayı sevdiğiniz için yapmıyorsunuz, yapamamaktan korktuğunuz için yapıyorsunuz. Bana, neyi başarmak istediğim, hedeflerimin neler olduğu asla sorulmadı. Kathelyn, 2013 yılında bir yarışmada yoğun bir sırt ağrısıyla yarışır. Şampiyon olur ve eve gittiğinde ağlar çünkü hareket edemez. Bir omuru kaymış ve spinal corda baskı yapmaktadır. Doktorlar bir daha cimnastik yapamama olasılığını söylediklerinde mutlu olur, çünkü tekrar o baskıyı yaşamak istemiyor.
İktidarın varlığını nasıl sürdürdüğüne biraz derinden bakalım. Foucault’ya göre iktidar, kendisini yaşayan bir organizma olarak konumlandırır ve hayatın her noktasına sızar. Bu yazıda sözü edilen belgeselleri izlediğinizde, sporcuların deneyimlerini dinlediğinizde, vakayla ilgili mahkeme kayıtlarını okuduğunuzda Amerikan cimnastiğinde iktidarın kimler tarafından nasıl yaşatıldığını, antrenman ortamından yarış programına, antrenör-sporcu ilişkisinden sporcunun kendi hayatını düzenlemesine dair her pratiğe sızdığını görüyorsunuz, dahası bir sporcuysanız bu iktidarı hissediyorsunuz. Amerikan cimnastik kültüründeki iktidarın yarattığı itaat eden sporcular, Foucault’un terimiyle uysal/itaat eden bedenler, bu iktidarın devamı için ıslah edildiler. Cinsel şiddete göz yuman antrenörler ve yöneticiler tarafından yok sayılarak, zorlayarak inşa ettikleri rızayla ıslah edildiler. Oysa kimsenin, bahsi geçen durumlarda rızası yoktur sadece rızası varmış gibi hissettirilecek kadar bir baskı, korkutma ve dışlanmaya tabii tutulmuştur.
Peki, antrenörün iktidarının olduğu korku kültüründe Larry Nassar’ın yeri neydi? Nassar sporcular için doktordan fazlasıydı. Kızlar antrenörleri tarafından üzüldüklerinde, stresli olduklarında, antrenörlerine ses çıkaramadıklarında, antrenörlerden yardım talep edemediklerinde onlara Nassar hep yardım etti. Onların kurtarıcısı oldu. Jordyn Wieber: Güvenimi kazanması çok zaman almadı. Kısıtlayıcı, zorluklarla dolu bir ortamda güvenilir kişi oldu. Antrenmanların ya da antrenörlerimin yarattığı streslerle nasıl başa çıkacağım konusunda tavsiyeler verirdi. Olimpiyatlara gittiğimizde, antrenörlerimizin önünde fazla yemeye korktuğumuz zamanlarda bize yiyecek ve kahve verirdi. Dr. Nassar’ın da sporcular üzerinde çeşitli pratiklerle inşa edilmiş bir iktidarı vardı. Ofisinde Olimpik cimnastikçilerin imzalı fotoğrafları vardı ve tedaviye gelen sporculara göre o en iyinin iyisiydi. Hayatta kalanlardan Nicole Soos’un sözleri bu iktidarın sirayetidir: Bunun bir hata olduğunu, gerçek olmadığını zihnimde tekrarlayıp duruyordum. Ünlü bir doktor olduğunu ve annemin önünde bunu yapmayacağını düşünüyorum.
Amerika Cimnastik federasyonu, 2015’te rapor edilen bir cinsel istismar iddiasıyla ilgili olarak 5 hafta bir işlem yapmadı. Atlete A belgeselinde gördük ki federasyon, istismara maruz bırakılan kızların ve ailelerinin şikayetlerini dosyaya kaldırmış, görmezden gelmiş. Maggie şikayette bulunduğu için cezalandırıldı, Olimpiyat takımına alınmadı. Federasyon başkanı Steve Penny soruşturma açılmasın diye FBI ajanına iş teklif etmiş. Mahkemede kadın sporcular spordan sorumlu kurumları madalyaları sporcuların yararından üstün tuttukları ve cinsel tacize göz yumdukları için suçladılar. Gina Nichols: MSU, USAG, ve USOC bu pedofilin bu kadar uzun süre gelişmesine ve tüm bu zavallı kurbanların istismar edilmesine izin vermenin bu büyük, affedilmez ihmalinden dolayı utanmalısınız. Sadece Larry Nassar değil, sizler de sorumlusunuz. Jeanette Antolin: ABD Jimnastik bu istismara göz yumdu. Para ve madalyaların çocukların refahının üzerinde olduğu yerde kötülük vardır. Lassar’ın suç işlemeye devam etti çünkü bu kuruma güveniyordu.
Uluslararası spor alanı Nassar vakasından neler öğrendi?
Kadınlar Artistik Cimnastikte Uluslararası Sosyokültürel Araştırma Grubu (International Socio-Cultural Research Group on Women’s Artictic Gymnastics) “Kadınlar artistik cimnastiğin geleceği: Cimnastiği istismardan korumanın 7 eylemi” isimli bir manifesto yayımladı. Bu manifestoda cimnastikte istismar kültürünü besleyen 3 faktör yer alıyor: Elit spordaki neoliberal politikaların yarattığı “her ne olursa olsun kazanmak” zihniyeti, erken özelleşen ergenlik öncesi çocuk cimnastikçileri tanımlayan artistik cimnastiğin peri modeli ve artistik cimnastikte hakim olan heteroseksüel kadınlık vurgusu. Bazı spor kurumları bu 3 faktörü düşünerek bir takım düzenlemeler yaptılar. Uluslararası Cimnastik Federasyonu tarafından 2020 yılında düzenlenen Güvenli Antrenman Ortamı ve Saygılı Kültür için Çözümlerin Bulunması (Finding Solutions for a Respectful Culture and Safe Training Environment) isimli e-konferansta, ulusal cimnastik federasyonları bu konuyla ilgili kendi çalışmaları hakkında sunumlar yaptılar. Hollanda Cimnastik Federasyonu, 2018 yılında cimnastik mayosu (leotard) kurallarını esnettiklerini, özellikle ergenlik dönemindeki kızların şort giyebilmelerine yönelik karar aldıklarını belirtti. 2020 yılında Yeni Zelanda da benzer bir karar aldı. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir yaklaşımla alınan bu karar ile kadın cimnastikçilerle ilişkilendirilen toplumsal cinsiyet kalıp yargılarının kırılmasını ve sporcuları güçlendirmelerini, spor medyasının kadın sporcuların performanslarına odaklı haber yapmalarını hedeflediklerini açıkladılar. Hollanda Cimnastik Federasyonu sunumunda; cimnastik topluluğunun, uluslararası arenaya kıdemli bir cimnastikçi olarak girmeden önce kızların kadın olarak büyümesine izin verme zamanının geldiği belirtildi. Hollandalı Olimpik artistik cimnastikçi Celine van Gerner’ın sözlerine yer verildi: Fiziksel olarak büyümelerine, ergenliğe geçmelerine ve duygusal olarak olgunlaşmaları için zaman bulmalarına izin verin.
Toplumsal cinsiyet temelli şiddetten uzak güvenli spor alanıyla ilgili yaptığı bilimsel araştırmalar ve hak savunuculuğu faaliyetleriyle tanınan spor hekimi Mountjo (2019), Larry Nassar’ın vakasından öğrendik ki yalnızca konuşarak kalıcı değişiklik yaratabileceğiz diyor. Peki neyi konuşacağız? Antrenörün ve spor hekiminin sporcular üzerindeki iktidarını konuşacağız. Sorgulamadıkları iktidarı ve göz yumdukları cinsel istismardan sorumlu spor yöneticilerini konuşacağız.
Kaynaklar
Koca, C. (2020). Sporda Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddet. İçinde S. Taşdemir-Afşar & Ö. S. Özateş Gelmez. Dalgaları Aşmak: Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddetle Mücadelede Uğraklar. Ankara: Nika Yayınevi.
Mountjo, M. (2019). “Only by speaking out can we create lasting change”: what can we learn from the Dr Larry Nassar Tragedy? British Journal of Sports Medicine, 53, 1, 57- 60
Pinheiro, M. C., Pimenta, N., Resende, R. & Malcolm, D. (2014). Gymnastics and child abuse: An analysis of former international Portuguese female artistic gymnasts. Sport Education and Society, 19, 435–50.
Stirling, A. E. & Kerr, G. A. (2008). Defining and categorizing emotional abuse in sport. European Journal of Sport Sicence, 8, 173–81.