Manisa’nın Soma ilçesinde 2014 senesinde yaşanan maden kazasından sonra Soma’nın Zafer Mahallesi’nde kurulan Soma Medigün  Zaferspor Kulübü, kadın futbolcularıyla futbolun erkek egemen bir spor dalı olduğuna dair bütün algıları yok ediyor. Kız çocuklarının spora katılımını ve sporda görünür olmasını sağlamak amacıyla hareket eden Soma Zaferspor birçok kız çocuğunun futbol dalıyla ilgilenmesini ve adını duyurmasını sağlıyor.  Soma Medigün Zaferspor Kulübü’nün tek kadın futbol takımı ayrıca Avrupa’da yılın kadın futbol takımı ödülüne de sahip.  Çeşitli takımlarla işbirliği içerisinde hareket eden kadın futbol takımı, bir altyapı takımı olarak liglerde mücadele veriyor.

Futbol geçmişten günümüze sadece erkeklere özel bir spor dalı olarak görülüyor. Kadınların futboldaki başarıları ise bu fikri büyük ölçüde kırdı. Kadınlar arasındaki ilk futbol maçının 1895 yılında, Kuzey Londra’da oynandığı biliniyor.  Kadın futbolu ise, ilk kez 1996 Yaz Olimpiyatları programında yer aldı.  Türkiye’de kadınların ilk girişi 1950’lerin ortasında oldu. Takımların kurulması  ve örgütlü yapıların oluşmasına ise 1970’li yıllarda rastlandı.

1994’te Türkiye Kadınlar Futbol Ligi kuruldu ve 1995’te Türkiye Kadın Milli Takımı oluşturuldu. Bugün ise  çok sayıda milli kadın futbolcular ve kadın  futbol altyapı takımları bulunuyor. Soma Medigün  Zaferspor Kulübü’nün de bünyesinde bir  kadın futbol takımı bulunuyor. Bir altyapı takımı olarak varlık gösteren Zaferspor kadın futbol takımı çeşitli liglere, maçlara, müsabakalara katılarak futbolda önemli bir mücadele veriyor. Çeşitli önyargılara maruz kaldıklarını ve başarılarıyla önyargıları ortadan kaldırdıklarını  söyleyen  takım oyuncuları ”Bizim İçin Farketmez” sloganıyla  mücadelesini sürdürüyor. 

Ayla Yılmaz

“Önümüze Engeller Koyulsa da Yıkılmıyoruz”

Soma Medigün  Zaferspor’un  bazı  futbolcu kadınları erkek egemen bir spor dalı olarak görülen futboldaki mücadelelerini anlattı. Ayla Yılmaz, takım ilk kurulduğunda kaleci iken şu an Soma Medigün  Zaferspor kadın Futbol takımının antrenörü olarak görev yapıyor. Takım kurulduktan bir yıl sonra 2015’te lisansının çıktığını belirten Yılmaz, 6 yıl aktif sporculuk hayatından sonra  teknik heyete geçiş yaptığını söyledi ve ekledi: ”Bu takıma kurucu başkanımız ve antrenörümüz Hakan Arslancan’ın girişimleri ile dahil oldum. Benim için çocukluk hayali olan yeşil sahalar onun girişimleri sayesinde gerçeğe dönüştü. Küçükken elinden tuttuğu kız çocuğu büyüdü, yetişti ve yeni sporcular kazandırmak için, kız çocuklarının hayallerini gerçekleştirmek için antrenör olarak mücadeleme Hakan hocamla yan yana devam ediyorum. Takımda daha önce kaleci ve kaptandım. Kendimi  ve takım içindeki rolümü şu an yeni yetenekler keşfeden, futbola erişim sağlamak isteyen kız çocuklarına fırsat yaratmak için kapı kapı gezen, kulübü için fedakarlıklar yapan bir altyapı antrenörü olarak tanımlayabilirim.”

Ayla Yılmaz ayrıca erkek egemen bir spor dalı olan futbolda kadın futbolcu olmaktan bahsetti:” Erkek egemen bir spor dalında mücadele etmek çok zor ve bir o kadar da keyifli. Algıları yıkana kadar çok zorlandık fakat artık yolumuzu biraz daha kolay alabiliyoruz. Yine önümüze engeller koyulsa da yıkılmıyor, kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yaptırmıyoruz, yaptırmamak için mücadele ediyoruz.  ‘Kız kısmı futbol mu oynar?’ gibi söylemlerle karşılaşıyoruz ve  sonrasında saha içinde başardıklarımızı, var olduğumuzu gördüklerinde ister istemez kabulleniyorlar. Önyargılar hem büyük zorluğumuz diyebilirim. Futbolun bize sağladığı kolaylık ise herkesin seni tanıması ve sana kazandırdığı tarif edilemez özgüven.” 

Ayla Yılmaz ayrıca takımın hedefleri ve takıma olan destekler hakkında şunları söyledi: ”Biz bir altyapı takımıyız gençlerimizle zorlu bir ligde mücadele ediyoruz. Hedefimiz yeni çıktığımız ligde düşmemek. Bizimle aynı derecelerde olan üç takımdan puan ve puanlar alarak kendimizi geliştirmeye bakıyoruz. Takımımıza en büyük desteği belediyemiz ve sonrasında Soma’da bulunan bir özel hastane sağlıyor. Onlar sayesinde sürdürülebilir bir spor kulübü olmaya çalışıyoruz. Medigün Hastanesi yemek sponsorumuz ile  kulübümüzde devamlı kalan sporcularımız için yemek sağlıyoruz. Sporcularımız hastanelerde ücretsiz tedavi ve ameliyat hakkına sahip. Belediye ise kullandığımız tesisi bize tahsis etti. Eksikliklerimiz olduğunda kapılarını çaldığımızda onlar da bize yardımcı olmaya çalışıyor.”

Meltem Uygeç

“Erkek Takımlarıyla Antrenmana Çıktım”

Meltem Uygeç (23) ise 2013 senesinden bu yana Soma Medigün Zafer Spor Kulübü’nde futbol oynuyor. Uygeç, futbola başlama hikayesi hakkında şunları söyledi: ”Hakan hocamız Soma’ya geldiğinde ilçemizin birçok yerine duyuru afişleri paylaşmıştı. Bir tanıdığım vasıtası ile seçmelere katıldım ve küçük bir kız çocuğuyken Soma Zaferspor’un kapısından içeri girdim. O gün bugündür kulüpteyim ve takımımın en eski oyuncusuyum.” 

Takımın kaptanlarından biri ve orta saha oyuncusu olduğunu söyleyen Meltem Uygeç, bir kadın futbolcu olarak şunları anlattı: “Futbolun erkek egemen bir futbol dalı olma fikrini oldum olası reddettim. Soma Zaferspor kurulmadan önce ilçemizde var olan bazı erkek takımlarında antrenmanlarına çıktım. Sahada dışlanan değil, tercih edilen oyuncu konumunda bulundum hep. Ayrıca içinde bulunduğum takım sadece bir spor kulübü değil ayrıca kız çocuklarının futbol oynayabilmek için yaşadığı problemleri en aza indirmek ve yeni yeteneklerin önünü açmak için birçok projede yer alan bir kulüp. İlçemizde ”arka mahalle” olarak adlandırılan kenar bir mahallede kuruldu kulübümüz.

Projelerimiz ve tesislerimizde düzenlediğimiz etkinlikler ile erkek egemen bir spor dalı olduğu kabullenilen futbolun bir kadın sporu olabildiğini herkese duyuruyoruz, duyurmaya da devam edeceğiz. Çünkü ‘Bizim İçin Fark etmez’. İlk başlarda halkın tepkisi çok oldu. ‘Ne yapıyor bunlar?, kız kısmı top mu oynar?’ cümleleri çok duyduk. Hatta bir müddet şortlarımızın altına tayt giydik kendimizi kabul ettirebilmek için. Zamanla çevremizde bu görüşler azaldı, kızların futbol oynamasına karşı olanlar bu görüşlerindeki katılıklarını eritmeye başladı. Ardından birçok başarıya imza attık ve en önemlisi de bu başarıyı 100 bin nüfuslu bir ilçenin kızları ile başardık. Kendileri küçük, kalpleri kocaman Soma’nın kardelenleri ile her türlü zorluğa göğüs gererek başardık. Başarmaya da devam edeceğiz. Soma’nın Kardelenleri artık futbol oynamak isteyen ve ‘Bizim İçin Fark etmez’ diyen tüm kız çocuklarına kapılarını açıyor.”

Meltem Döndü Alataş

“İlk Başta Ailemden Gizli Gittim”

Meltem Döndü Alataş(18) da 7 yıldır Soma Medigün Zaferspor Kulübü’nde futbolcu. 2017 senesinden bu yana lisanslı oyuncu olan Alataş, Kadınlar 1. ve 2. Ligi’nde oynadığını söyledi. Futbolun kendisine aile kavramını, birlik ve beraberliği, dostluğu ve zorlukların üstesinden gelebilmeyi öğrettiğini söyleyen Alataş, futbola başlama hikayesini anlattı: ‘ Okulda arkadaşlarım ile futbol oynarken kız çocuklarına futbol eğitimi veren bir kulübün olduğunu öğrendim ve ben de o kız çocuklarından biri olmak istedim. İlk zamanlarda ailem de futbolun erkeklere özel bir spor dalı olduğunu düşündüğü için kulübe ailemden gizli bir şekilde gittim. İlk üç ay içerisinde Soma Medigün Zaferspor Kulübü’nün bir oyuncusu oldum.” dedi

Kadın futbolcuyu güç, azim, çalışma, hırs kavramlarıyla nitelendiren Alataş, ayrıca kadın futbolu hakkında şunları söyledi: “Ön yargılar ve kısıtlamalar benim için bir kadın futbolcu olmanın en zor yanı. Çünkü çevremdeki insanların ön yargılarını kırmak zor oluyor. En güzel ve kolaylaştırdığı yanları ise yeni dostluklar ve beraberinde kazandırdığı kocaman bir aile. Ben her kız çocuğunun bir spor dalıyla büyümesi gerektiğini düşünüyorum. Her ne olursa olsun ‘Yapamazsın’ diyenlerin inadına daha da çabalamamı gerekiyor. Her kadının kendi gücünün farkına varmasını diliyorum.”

Semanur Çakıroğlu

“En Zorlandığım Şey Çevre Baskısı”

Semanur Çayıroğlu (17)  ise yaklaşık 7 yıldır  Soma Medigün Zaferspor Spor Kulübü’nde sporcu. Kulüp kariyeri dışında okul takımlarında futsal oynadığını söyleyen Çayıroğlu, takımda stoper oyuncusu olarak yer alıyor. Esmanur Çayıroğlu erkek egemen bir spor dalı olan futbolda bir kadın futbolcu olarak şunları söyledi: “En çok zorlandığım şey çevre baskısı oldu. Küçük yaşta futbola başladığım için bir heves olduğunu ve bu hevesten vazgeçeceğimi düşündüler. Geçmişte bu söylemlerde bulunanlar şu an beni destekliyorlar ve bu da benim onlardaki önyargıları kırdığımı gösteriyor. Küçük yaşta futbola başlamanın bana kazandırdığı en önemli şey sosyal ve aktif bir çevreye sahip olmamı sağlaması oldu. Eğer o yaşlarda futbola başlamasaydım şu an özgüven eksikliği yaşayabilir ve daha çekingen bir birey olabilirdim.  Renklerin bile kalıplaştığı ülkemizde erkek egemen bir spor dalı olarak görülen futboldu bir kadın sporcu olarak oynamak tüm baskı ve kalıplara rağmen oldukça gurur verici. ‘Kızlar futbol oynayabilir mi?, bir kıza voleybol daha çok yakışır’ gibi söylemlere rağmen bir şeyleri başarmış olmak bu gibi söylemleri susturuyor ve beni gururlandırarak daha ileriye gitmemi sağlıyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir