Çocukluk yıllarından itibaren sporla iç içeydi ve birçok başarı elde etti ama Türkiye’nin Selen Erdem’i tanıması topuklu ayakkabıyla basketbol sahasına çıkması ve takım elbiseli tarzı ile oldu. Kendisini agresif ve disiplinli biri olarak tanımlasa da, kadın olmanın da avantajı ile aidiyet duygusunu oyunculara daha kolay aşıladığını söylüyor ‘Selen Hoca’. Antalya Büyükşehir Belediyespor Toroslar Basketbol Antrenörü Erdem ile basketbolda kadın antrenör olmayı ve yeni kadın sporcuların nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini konuştuk:

Spora sokakta başladı

14 Aralık 1984’te Ankara doğan Selen Erdem, o dönemin tüm çocukları gibi sokakta büyüdü, basketbolla ise okulda tanıştı:

“14 Aralık 1984 Ankara doğumluyum. Gazi üniversitesi Beden Eğitimi Fakültesi mezunuyum. Çocukluğum boyunca Ankara’da yaşadığımız sitenin bahçesinden eve hiç girmeyerek, diğer çocuklarla bütün spor branşlarını deneyen ve sonunda ortaokul birinci sınıfa geldiğimde okulumuzda açılan basketbol kursuna yazılarak belki de bilmeden hayatımın merkezini o yaşlarda edinmiş oldum.”

Sakatlıklar onu antrenörlüğe götürdü

“Çok severek başladığım oyunculuk kariyerimde hep sakatlıklarla boğuştum. Daha 15 yaşında ilk ön çapraz bağ ameliyatımı oldum. Yıllar geçtikçe iyiye değil kötüye gitti dizlerim. En son 2002 senesinde bir kez daha ön çapraz bağlarını kopartınca artık devam etme şansım kalmamıştı. İki dizimden de ciddi operasyonlar geçirdim. Oyunculuğuma istemeyerek de olsa son verdim ama sahadan asla kopamayacağımı biliyordum. Hemen akabinde oynadığım takıma asistan koç oldum.”

‘Saha içi ve dışını çok iyi ayırt edebiliyorum’

“Agresif ve aşırı disiplinli bir yapım var ama aynı zamanda duygusalım da. Saha içi ve dışını çok iyi ayırt edebiliyorum. Benim bu 20 senede öğrendiğim en önemli şey çalışarak bir şeylerin başarılabileceğini anlamam oldu. Hiçbir zaman çalışma disiplinimden kopmadım. Değişen yeni basketbol düzenini takip ederek, her zaman izleyerek, öğrenerek daha çok bilgiye erişmek gerekiyor. Ben de böyle yapıyorum. Benim en önemli şansım, yaptığım şeyi iş olarak görmemem. Bu benim hobim yaşam tarzım ve verdiğim en büyük tavsiye de budur yeni antrenörlere.”

‘Ligde çok az kadın asistan var’

Selen Erdem çalışma hayatında kadınlara daha fazla yer açmak adına inisiyatif aldığını da ifade etti:

“Türkiye basketbolunda kadın antrenör sayısı yeni yeni yükselmeye başlıyor diyebiliriz.  Kadın antrenör arkadaşların sürekli yüreklendirmek ve mutlaka bu işin peşini bırakmamaları gerektiğini söylüyorum. Elimden geldiğince onların istihdam konusunda yardımcı olmaya çalışıyorum. İki asistanım var ikisi de kadın. Ligimizde şu an maalesef bir elin parmağını geçmeyecek kadar az sayıda kadın asistan var. Hedefim her yerde bunu konuşarak, bizlere de verilmesi gerektiğini aşılamak. Ben kendi adıma bir erkeğin yapabileceğinden çok daha iyisini biz kadınların yapabileceğini kanıtlamak istiyorum. Bunun için uğraşıyorum ve bu yılda bu yolda hiç geri adım atmayacağım”

‘Yönetimler kadınların kendilerine hükmetmesini sevmiyor’

Erdem, spor camiasında yönetim bazında ‘kadın’ çalışanın tercih edilmediğini söyledi ve sebebini şöyle açıkladı:

“Kadın antrenör olmanın avantajını hiç görmedim diyebilirim sadece ben de kadın olduğum için aile olabilmek ve aidiyet duygusunu daha kolay aşılamak avantajım olmuştur şimdiye kadar ama dezavantaj oldukça fazla gördüm diyebilirim. Özellikle yönetimler bazında bir kadının kendilerini hükmetmesini istemediklerini düşünüyorum ya da bir kadının başarısını izlemek erkeklerin özgüven problemi yaşamalarına sebep oluyor belki de. Bunun içinde bizler maalesef ki tercih edilmiyoruz güvenilmeyen şey aslında yaptığımız iş değil kadın olmamız. Çok zor ama hayatta ne kolay ki zaten”

‘Saldırılara maruz kaldım ama bugün kendime ‘helal olsun’ diyorum’

Motivasyonunu kaybettiren deneyimler de olmuş Selen Hoca’nın ancak bu ona şu sözleri söyletmiş: ‘Helal olsun sana be Selen’

“Maalesef erkek egemen bir ülkede yaşıyoruz. Bunu yazmak hoş olmasa da bundan yaklaşık 5 sene önce bir deplasman maçında taraftarların bana saldırması, yine aynı sene başka bir deplasman maçında salon amirinin çirkin söz saldırıları. Buna benzer birçok kötü olay yaşadım ama bugün dönüp baktığımda iyi ki vazgeçmemişim. Yolumdan dönmediğim için arada dönüp kendime ‘Helal olsun sana be Selen’ dediğim çok oluyor.”

‘Kadın antrenör ile birlikte sahalarda şık görüntü oluşmaya başladı’

Ve Selen Erdem’in popülerliğini artıran topuklu ayakkabılar… Erdem gerek sahaya çıktığı topuklu ayakkabılar gerekse de takım elbiseli halleri ile yansıdı kameralara. Bu durumdan memnun olup olmadığını sorduk:

“Bu sene konuşulan bu tarzı aslında ben 20 senedir kullanıyorum. İşimiz çok ciddi ve orada şık olmak güzel giyinmek bence oldukça önemli. Bizi izlemeye gelen güçlü kadınlara her konuda örnek olmak istiyorum. Günümüzde beyaz yakalılar başta olmak üzere birçok kadın takım elbise kullanıyor ve erkeklerden daha çok yakıştığını söyleyebilirim. Ligimize de takım elbise kuralı geldiğinde aslında hiç kadın antrenör yoktu ama sonrasında yavaş yavaş kadın menajer idareci ve antrenörler çoğalmaya başlayınca çok şık görüntüler çıkmaya başladı. Ben de tarzımla konuşulduğum için mutluyum”

‘Maçı kaybedersem aynı takıyı takmam’

Maç öncesi ritüeller de hem antrenörler hem de sporcuların vazgeçilmezi. Erdem’in bu konuda da kuralları var:

“Oldukça fazla ritüelim ve totemim var. Özellikle belli başlı şeylerimden asla vazgeçmiyorum. Bunların başında topuklu ayakkabılarım kuşkusuz değişmezim. Her takımıma göre çeşitlendiriyorum. Kemer, saat ve takılarım ise maçı kazanıp kaybetmemize göre sürekli değişiyor. Örneğin bir maçı kaybedersek diğer maçta kesinlikle aynı takıları takmıyorum. Bir de aile konuşmalarımı hiçbir maçtan önce aksatmam. Annem babam ve ablamın sesini duymadan maça çıkmam. Maçtan önce salonda kimseyle konuşmadan, kendimi konsantre olmak için teknik ekip odasına kapatırım. Takım elbise federasyonumuzun belirlediği bir kural bence de çok isabetli. Topuklu ayakkabı ise kesinlikle benim vazgeçilmezim. Özel hayatımda da mümkün olduğunca kullanmaya çalışıyorum, çok seviyorum çünkü.”

Umudum cinsiyet ayrımı olmayan görevlendirmeler’

Peki sporun içinden biri olarak Erdem’in camianın içinde gördüğü en büyük eksik ne?

“Öncelikle alt yapılarda gerekli yatırım yapılmamasını ilk sıraya koymakla beraber biz kadın antrenörler ve diğer teknik ekipteki kadın arkadaşlarım için şunu söyleyebilirim ki, kulüp yönetimlerinin kulüp başkanlarının kadınlara olan bakış açısının eksikliği, güvensizliği diyebilirim. Umut ediyorum ki gelecekte bir gün cinsiyet ayrımı yapılmadan görevlendirmeler konusunda adil olunur. Unutmayın biz kadınlar kafamıza koyduğumuz her şeyi yaparız.”

‘İdolüm Becky Hammon’

NBA Tarihinin ilk kadın koçu Becky Hammon, onun idolü. Zira Hammon’ın mücadeleci yapısına baktığınızda Erdem’in de ona olan hayranlığı şaşırtmıyor. Peki, Selen Erdem idolü olacağı kişilere ne öneriyor?

“Hiçbir zaman hayallerinden vazgeçmesinler. Her zorluğa karşı dimdik dursunlar çünkü biz kadınların isteyince yapamayacağı hiç bir şey yok. Kendilerini geliştirmek ve çalışmaktan vazgeçmesinler.”

1 Yorum
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir