Kadın olmanın bin bir türlü mücadelesini veriyoruz hepimiz, çok farklı hayatlarda, çok farklı alanlarda… Hemen her alanda bir engel ve ötekileştirmeyle karşı karşıya kalsak da başarılarımızla, mücadelemizle sonunda her engelin üstesinden gelebiliyoruz. Çünkü içimizdeki ateşe inanıyoruz en nihayetinde, kendimize inanıyoruz. İşte tam da bu inanç ve ateşi korumayı misyon edinmiş bir kadınla buluşturuyorum bugün sizleri. Karma dövüş sporunda ülkemizi dünyada temsil eden ilk ve tek Türk kadın sporcu olan ve adını başarıdan başarıya yazdıran Sabriye Şengül ile beraberiz bugün. Harika bir sohbet için bir araya geldik. O kadar güzel şeyler söyledi ki… Onlardan biri de başlıkta. Sabriye, kadınların oldukları her alanda verdikleri mücadelenin değerinin altını çizerek, “içlerindeki ateşi ve inancı kaybetmesinler, kibrit önemli değil yeter ki o ateş hiç sönmesin” diyor…

Sözü daha fazla uzatmadan bu keyifli sohbetle sizleri baş başa bırakıyorum…

Önce biraz seni tanıyalım Sabriye. Nasıl birisin? Dövüş sporlarıyla ilgilenenleri genelde sert mizaçlı sanırlar ama sen epey duygusal ve naif birisin, bende bıraktığın izlenim bu oldu her konuşmamızda. Peki sen kendini nasıl anlatırsın? 

Evet dediğin gibi oldukça duygusalım ve gözyaşım gözümün ucundadır. Dövüşürken farklı birine dönüşüyorum gibi geliyor. İçimde biriken tüm sinir rakibime karşı hırs olarak geri dönüyor bana ve ben de kafesin içine girince bu duyguyu rakibe yansıtıyorum. Biraz da çabuk öfkelenen birisiyim, bunu dengelemeye çalışıyorum.

Peki dövüş sporlarına olan ilgini nasıl keşfettin? MMA’ya olan ilgin nasıl başladı?

Dövüş sporuna ilk olarak okul yıllarında öğretmenimin boksa yönlendirmesiyle başladım. 6 ay sonra katıldığımda Türkiye şampiyonu oldum. 2015 yılında profesyonel olarak kick boksta ringe çıktım, Almanya’da şampiyon oldum. Bu maç Eurosport’tan canlı yayınlanmıştı. 2016 yılında WKU Dünya Kickboks Şampiyonu oldum ve WKU kemerini kazandım. 2017 yılında Survivor programından geldikten sonra Avusturya’da Iska Dünya Şampiyonluğu kemerini kazandım. Aldığım başarılardan dolayı Bellator organizasyonunda maç yapmam için Amerika’dan teklif aldım. İlk Bellator Kickboks maçımı Macaristan’daki dünya şampiyonu Macar rakibimi yenerek kazandım. Böyle büyük organizasyonda ülkemizi temsil eden ilk ve tek kadın sporcuyum. Bellator bana MMA’de dövüşmem için teklifte bulundu ben de MMA’de dövüşmeyi çok istiyordum bu yüzden kabul ettim ama tecrübem yoktu sadece kendime ve gücüme inanıyordum.

Dövüş kariyerindeki en unutulmaz anın neydi?

Kazandığım ilk kemer maçı benim için çok özeldi WKU Dünya Şampiyonluğu…

Şu an dünyanın tanıdığı bir dövüşçüsün. Bu başarıyı tırnaklarınla kazıyarak elde ettin birçok kadın gibi. Başarı yolu engebelidir, zordur. Zorluklarla doludur. Peki senin bu yolda karşılaştığın en büyük zorluk ne oldu ve bu zorluğu nasıl aştın?

Benim başarılı olmadan önce ve olduktan sonra da devam eden en büyük sorunum MMA’de profesyonel hocalar ve sporcu partnerim olmamasıydı.  Antrenmanlarımı ve maça hazırlığımı istediğim gibi yapamıyordum. Bu sorunumu Tayland MMA kampındaki en iyi hocalar ve tanınmış şampiyon sporcularla birlikte aştım, onlarla antrenman yapıyor maça hazırlanıyorum. Tayland’daki kampın bana çok faydası oldu.

Erkek egemen bir alanda başarılı bir kadın olarak gururla ülkeni temsil ediyorsun. Cinsiyetçi söylemlerle ve davranışlarla başa çıkmak için kendini nasıl motive ediyorsun ya da neler yapıyorsun?  Bu konuda sporculara ve genç kadınlara ne gibi tavsiyelerde bulunursun? 

Erkek egemen toplumda yaşadığımız için ilk zamanlar yaptığım spora biraz ön yargılı bakanlar oluyordu. Bir kadının dövüş sporlarıyla ilgilenmesine sıcak bakmıyorlardı. Ama başarılı oldukça çevrenin ve insanların bakış açısı değişti. Şu an için kadın sporcu sayısı oldukça fazla ve çok da başarılı kadın sporcularımız var. Zaman geçtikçe de bu sayı artıyor. Özellikle küçük yaştaki kız çocuklar, başarılı kadın sporcuları örnek alıp spora yöneliyor. Artık toplum ve ailelerin de kadın sporculara bakış açıları olumlu yönde değişti. Özellikle dövüş sporları ile ilgilenen genç kızlar bana mesaj atıyorlar. Onlara iyi bir örnek oluyor, motivasyonlarına katkı sağlıyorsam ne mutlu bana. Kadın olarak her alanda daha fazla olmalıyız. Hem sporda hem de iş hayatında daha iyi yerlere gelip ülkemizi en iyi şekilde temsil ederek gelecek nesillere örmek olmalıyız.

Erkeklere kıyasla kadınların başarılarının daha az konuşulduğu bir gerçek. Bu durum başarılı olma konusunda seni daha mı fazla kamçılıyor yoksa zaman zaman demoralize olmana neden oluyor mu? Ne hissediyorsun?

TV’de, medyada, magazin ve futbol haberlerini çokça görüyoruz. Böyle bir ortamda yaptığımız işin aslında ne kadar zor olduğunu aldığımız başarıların ne kadar değerli olduğunu bilen yok. Kadın olarak bunu anlatması çok zor. Bir kadın sporcu olarak sosyal hayatın pek yok ve hep bir mücadele içindesin. Başarıyı sahiplenmek kolay ama bunu başarmak için verilen çaba, emek gerçekten kolay değil. Dünyada bu sporu yapan kadın ya da erkek olsun imkanlar ve saygı medyada göründüğü kadar. Ülkemizde de TV’den ve sosyal medya aracılığıyla yaptığımız işin ne kadar kıymetli olduğu daha fazla aktarılmalı. Ülkemizi dünyaya tanıtmada sporun ve sporcunun nasıl bir katkısı olduğunu gerçekten iyi anlatmak gerekiyor.

Ne kadar başarılı olursa olsun kadınların başarı haberleri estetik haberlerinin önüne geçemiyor, günümüz medya dünyasının gerçeği maalesef bu. Sen de benzer bir durum yaşamıştın Survivor’a katıldıktan sonra. Aynı durumun bir erkeğin başına geldiğini pek görmeyiz. Toplum güçlü kadından korktuğu için mi medya bu kadar görmezden geliyor başarıları dersin?

Bu yaşıma tırnaklarımı kazıyarak geldim. Başarılı olmak için çok çaba sarf ettim çok çalıştım. Dediğiniz gibi estetik haberleri daha çok konuşuldu ya da kaybettiğim bir maç daha çok gündeme geldi. Kadınlar başarılı oldukça başka haberlerle bu başarıyı görmezden gelip küçültmek isteyenler de oluyor maalesef, bunun önüne de geçemiyoruz. Kadınız, kendimize bakım yapıyoruz bu normal. Bunu tercih etmeyenlere de bir şey diyemem, herkesin kişisel tercihidir ben bakım yapmayı seviyorum, kendimi seviyorum ve bu benim kariyerimin önünde bir engel değil tamamen kendimle ilgili ama söz konusu haberler olunca konu buraya çekiliyor.

Peki sporun içinde ve dışında kadınların daha fazla kabul görmesi için neler yapılmalı? Kadın sporcular sence yeterinde destekleniyor mu?

Eskiden olsa bu soruya olumsuz cümleler kurabilirdim ama artık zaman değişiyor ataerkil toplum zihniyeti yıkılıyor. Günümüzde kız çocukları ailelerde değer görüyor, eskiden böyle değildi maalesef. İkinci plandaydı kızlar ama bugün bu değişiyor. Kız çocukları spor alanında ve birçok alanda görebiliyoruz, sesleri daha gür çıkıyor, bu durum beni bir kadın olarak oldukça mutlu ediyor.

Gelelim antrenmanlara… Günlük antrenman ve hazırlık rutinininde neler bulunuyor? Bir maça nasıl hazırlanıyorsun?

Günlük antrenmanlarıma sabah erken başlıyorum. Egzersiz, kardiyo, Thai Kickboks yapıyorum. Öğlenden sonra güreş idmanına gidiyorum. 7 ila 10 kilometre koşuyorum. Haftanın belli günlerinde güç antrenmanı yapıyorum. Günlük ve haftalık rutin antrenmanım bu şekilde geçiyor. Maç tarihi belli olduğunda Tayland’a kampa giderek hazırlanıyorum. Tayland’daki antrenman programı çok daha yoğun ve ağır geçiyor. Günde 3 kez sabah öğlen ve akşam antrenman yapıyorum.

Başarılı bir MMA dövüşçüsü olmak için gerekli olan disiplin ve kararlılık gibi özellikleri nasıl geliştiriyorsun? Başarının sırrı sadece çok çalışmak mı? Yoksa motivasyonun en önemlisi kendine inanmaktan mı geçiyor…

Başarının sırrı çok çalışmak değildir; pek çok insan çok çalışır ama sonunda başarılı olamaz. Çok çalışmak başarının bileşenlerinden biridir ama her şey değildir. Başarılı olmak için kişinin net bir “NEDEN”i olması gerekir. Ayrıca etrafınızda sizi motive eden, destekleyen ve en önemlisi eksiklerinizi görmenize ve bu eksiklikleri nasıl aşabileceğinizi görmenize yardımcı olacak “yapıcı eleştiri” veren doğru insanların olması gerekir. Kendinize inanmak da çok önemlidir, çünkü hiç kimse size sizin kendinize inandığınız kadar gerçekten inanmayacaktır. Tarihteki çoğu başarılı insanın, kariyerlerinin ilk aşamalarında, kendilerine olan güvenleri ve hedeflerine ulaşma yetenekleri konusunda ne kadar ikna olduklarını şüphesiz ilk kez ifade edebilene kadar başkalarından destek alamadıklarını gördük. Bu yüzden şunu da eklemeliyim ki, başkalarının size inanmasını beklemeden önce kendinize inanmanız önemlidir. En büyük hayranın sen olmalısın. Bence bu kendinize vermeniz gereken bir taahhüt. Çünkü siz kendinize inanmazsanız, başkaları size ne kadar inanırsa inansın hiçbir şey işe yaramaz. Bunu şu şekilde özetleyeceğim: Başarı, zihniyetimizin içinde güçlü bir şekilde yatar.

Sadece bedensel değil psikolojik anlamda da güçlü olmanı gerektiren bir spor dalındasın. Zorlu bir maça hazırlanırken nasıl bir mental hazırlık sürecinden geçiyorsun?

Maçtan önceki son gün kendimi tamamen maça odaklıyorum. Genelde yalnız kalıp dua ediyorum ve müzik dinliyorum. Dua benim için büyük bir motivasyon kaynağı. Maçtan önce hem stresimi azaltıyor hem de bana güç verdiğini hissediyorum.

Türkiye’de MMA kazanan ve altın kemer sahibi olan ilk ve tek kadın dövüşçüsün. 2016’da rakibin Vanessa De Waelle ile karşılaşmandan galip çıkarak dünya şampiyonluğunu elde etmiştin. 2018 yılında Viyana’da Iska dünya şampiyonluğunun yanı sıra WKU dünya şampiyonluğunu da kazanmıştın. Başarılarınla birçok kadına ilham oluyorsun. Eminim ki bu başarılar kolay kazanılmıyor. Zor anlarında motivasyonunu nasıl koruyorsun Sabriye? Seni zor anlarda ayağa kaldıran güç ne oluyor?

Başarılı olmamdaki en büyük sebebi kendime olan güvenimde, inancımda, hırsımda, başarma isteğimde, vatanımı temsil edip bayrağımı dalgalandırmakta, ailem ve ülkemin güzel insanlarının desteğinde buluyorum. Benim motivasyonumun sırrı bu. Beni ayağa kaldıran ve ayakta tutan bu sevgi ve bu inanç.

Dövüş sporlarına ilgi duyan genç kadınlara ne tür tavsiyelerde bulunursun? Sektörde kendilerini ifade etmeleri ve başarılı olmaları için yapmaları gereken şeyler neler?

Dövüş sporlarıyla ilgilenen genç kadınlara tavsiyem, kararlı, hırslı, odaklanmış olmaları, kendilerine inanmaları, işe koyulacak kadar alçakgönüllü olmaları ve kitap okuyarak ve her gün kendilerine meydan okuyarak güçlü bir kazanma zihniyeti geliştirmeleridir. Ben yapabiliyorsam onlar da yapabilir. Bu sektörde başarılı olmak istiyorlarsa yeteneklerini ve başarı şanslarını zayıflatacak her türlü ortamdan kaçınmaları gerekiyor. Ve şunu da anlamalarını istiyorum, kibriti kaybetmek sorun değil ama savaşı ve içinizdeki ateşi kaybetmeyin. Her kayıp öğrenilen bir derstir ve aynı derecede bir kazançtır. Çünkü pes etmedikçe asla gerçekten kaybetmezsin. Bu benim en sevdiğim alıntıda özetleniyor: “Eğer vazgeçersem kaybederim”

Gelecek maçların hakkında bize bilgi verir misin?

Evet, menajerim şu anda bir sonraki maçımın üzerine çalışıyor. Resmi olarak duyurulana kadar bir sonraki maçımla ilgili kesin ayrıntıları henüz açıklama özgürlüğüne sahip olamamam talihsiz bir durum. Ama büyük ihtimalle Dubai’de olacağına dair bir ipucu verebilirim. Tüm ayrıntılar resmi olarak açıklanana kadar şimdilik söyleyebileceklerim bu kadar.

Zaman ayırdığın ve bu güzel sohbetle birçok kadının ve kız çocuğun ilhamı olduğun için teşekkürler Sabriye. Gururla başarılarını takipteyiz.

Ben teşekkür ederim…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir