‘Çocuk da yaparım kariyer de’  bir şarkı sözü olmaktan çok daha fazla anlam taşıyor. İçinde yaşadığımız sistem kadınlara annelik ve meslekleri arasında seçim yapmak zorunda olduklarını hissettiriyor. Bunu bazen doğrudan işine son verilmesi, hamile kalma ihtimaliyle terfi alamamak, bazen de psikolojik bir baskı olarak yaşıyor kadınlar. 

Ama bu konu sporcu kadınlar özelinde çok daha sert sonuçlara sebep oluyor. Elit bir sporcu olmak hangi branşta olursa olsun çok uzun bir çalışma ve hayatını ona adama gerektiriyor. Daha çocuk yaştan başlayan disiplin, kararlılık ve çok çalışma bir de kadın olmanın getirdiği baskılarla birleşince,  maalesef birçok sporcu anne olmayı kariyerinin önünde çıkabilecek bir engel olarak görüyor. 

Kadınların bir bebeğe tek bakım veren olması maalesef dünyanın her yerinde yaygın bir durum. Dolayısıyla da olimpik sporcuların çantalarında bebek eşyası, antreman salonlarında annesini bekleyen bebekler çok normal bir durum. Aynı sporu yapan bir babanın hayatında asla etkisi olmayan ebeveyn olma kararı konu anne olduğunda her zamanki gibi farklı işliyor. 

Yoğun bir antreman ve turnuva, yarış, programı olan kadın sporculara antrenörler, menajerler, kulüpler kariyerlerine son verdikten sonra anne olmalarını tavsiye ediyor. Bunun bazen tavsiyeden fazlası olduğunu tahmin etmek çok zor değil.  

Sovyetlerde Kürtaj Dopingi Efsanesi

Bunun yanı sıra hepimiz bir yerlerden ‘doping etkisi için hamilelik’  efsanesini duymuşuzdur.  Bunu 90 ‘lı yıllarda basın ‘kürtaj dopingi’ olarak isimlendirmiş. Bunun ortaya atılmasının sebebi Sovyetler Birliği dağılmadan önce atletlerin antrenörleri ile birlikte olup hamile kalmaları ve yarış sonrası gebeliği sonlandırmaları. 2018 Olimpiyatlarından sonra devlet eliyle dopingin kanıtlanmasıyla Olimpiyatlardan men edilen Rusya’nın bu politikasının gerçek olup olmadığı büyük bir merak konusu. 

Birleşik Krallık’ta Sunday Times gazetesinde 1994 yılında yayınlanan bir rapora göre, 1956’dan beri Batılı medya kuruluşları Sovyet ülkelerine karşı Olimpiyat kadın sporcularının bazen hormonal ve fizyolojik faydalar elde etmek için hamile kaldıkları ve sonra da bu hamileliklerin sonlandırıldığı ile ilgili suçlamalarda bulunuldu.

Bu tarihten sonra da bu konuda bir çok araştırma ve açıklamalar yapıldı. Bunlardan en önemlisi Meksika’daki 1968 Olimpiyat oyunlarında altın madalya kazanan Olga Kovalenko’nun bir televizyon programında hamile kaldığını ve yarışmadan kısa bir süre önce vücudunu güçlendirmek ve fiziksel performansını artıran hormonal değişikliklerden yararlanmak için kürtaj yaptırdığını itiraf etmesiydi. 14 yaşındaki kızlara eğer erkek arkadaşları yoksa bunu koçları ile yapmalarının söylendiğini ve kendisine bunu yapmazsa yarışlara gönderilmeyeceğinin bildirildiğini söyledi.  Kovalenko daha sonra bu röportajla ilgili yalanlamalarda bulunsa da aslında yıllardır konuşulan bir konunun dahi yüksek sesle konuşulmasını sağlamış oldu. 

Allyson Felix

Sponsorların Hamilelik Kuralları

Peki 70’li yıllarda kadınların performanslarını arttırmak için kullanılan hamilelik günümüzde nasıl bir şekilde karşılanıyor? Günümüzde sporun endüstrileşmesi ve reklam sektörünün en büyük paydaşlarından olan markaların sporcularla yaptığı sponsorluk  anlaşmaları işin rengini iyice değiştirdi. 

ABD’li atlet Allyson Felix 2019 yılında New York Times’a bir yazı yazarak hem hamilelik sürecinde yaşadığı psikolojik ve fiziksel baskıyı, hem de sponsoru Nike ile bu süreçte geçirdikleri görüşme sürecini anlattı. Hamileliği duyulmasın diye karanlıkta antreman yaptığını, bebeğinin sağlığını tehlikeye atabilecek  şeyler yaşadığını ama buna rağmen antremanlara devam ettiğini ve doğumdan sonra da eski formuna kavuşmak için bir baskı hissettiğini anlatıyor. 

Bu süreçte Nike sponsorluk görüşmelerinde mevcut sözleşmesinin %70 ‘inin altını teklif ediyor kendisine. Allyson  Felix Nike’den doğum sürecindeki performansının düşmesi halinde bu gerekçeyle kesintiye maruz kalmayacağımın sözleşmesinde garanti altına alınmasını talep ediyor. Bu talep Nike tarafından reddediliyor.  Gelmiş geçmiş en başarılı atletlerden biri olan Felix’ e bunu garanti etmeyen Nike ve Felix sözleşme yenilemiyorlar. Bu olay sonrasında Felix kendi spor markasını kuruyor. Felix ‘in  bu girişiminden sonra Nike atletlerle yaptığı sözleşmelerde bu maddeyi koymaya başlamış. Yani kadınların direnişi başka kadınlar için önemli adımlar olabiliyor. Ayrıca engellenen , cinsiyetçi bir tavra maruz kalan kadınlar buradan kendilerine yeni hayaller, yeni hayatlar doğurmayı başarıyorlar. 

Bu olay bir kez daha şunu gösteriyor; anne olmak sadece fiziksel bir zorluk ve süreç değil. Dünyanın neresinde olursanız olun , hangi ekonomik sınıfa dahil olursanız olun sistem sizden annelik ya da kariyeriniz arasında tercih yapmanızı istiyor. Buna karşı çıkan ve direnen kadınları büyük engeller bekliyor. Bir çok sporcu hamilelikten sonra kulüplerle sözleşmelerinde anneliğe özel maddeler olduğunu söylüyor. Hamilelikten sonra spora geri dönüşte de sözleşmelerinde ücretlerinde düşüş yaşayanların sayısının da çok fazla olduğu bilinen bir gerçek. 

Sporcu kadınlar bütün bu sürecin ağırlığını hafifletmek için çeşitli yöntemler izliyorlar. Bunlardan en yaygın olanı hamileliği gizleme. Sadece Felix değil bunu yapan, 2018 yılında WNBA All-Star’ı Skylar Diggins-Smith sezon bitişinde hem sezon boyuncu istatistiklerini hem de bütün sezonu hamile oynadığını twitterdan paylaştı. Başarılı sporcu sezon boyunca hamileliğinden hiç kimsenin haberinin olmadığını ve sonrasında sahalara dönmek için de bir baskı hissettiğini anlatıyor. Aynı bir çok branştan kadının benzer sıkıntılarını paylaşmaları tesadüf değil. Her branş için para kazanma biçimleri değişse de kadınların üzerinde kurduğu baskı ve hisler ortak. 

Dünya spor tarihinde başarılı kariyerlerine doğum yaptıktan sonra da devam eden birçok sporcu bulunuyor. 

Medyanın Sporcu Anneye Bakış Açısı

Kadın sporcular kariyerleri boyunca sadece kulüpler, antrenörler, sponsorlar tarafından ayrımcılığa maruz kalmıyor. Medyanın bu konudaki tavrı ve bakış açısı da oldukça cinsiyetçi. Hali hazırda cinsiyetçi bir dile sahip olan medya anne olan bir kadın sporcu için de bunu devam ettiriyor. Kadınların bütün başarılarını anneliğe ‘rağmen’ diye ifade eden haberler, röportajlarda sık sık annelik vurgusunun yapılması bunun en görünür hali. Herhangi bir branşta  baba olmuş bir erkek sporcuya baba olmanın kariyerine etkisi, antreman ve maç yoğunluğu ile ilgili babalığı nasıl götürdüğü ile ilgili sorular sorulmazken , kadın sporcunun anne olduktan sonra tüm röportajlarında bu sorular bulunuyor. Bir yandan da neyin haber olduğu kadar olmadığı da çok önemlidir. Örneğin anne olduktan sonra hayatına devam eden sporcularla ilgili çok fazla yazı, bilgi bukabilirken, bırakmak zorunda kalanlar hakkında bilgiye ulaşmak çok zor.

Bahar Toksoy

Bahar Toksoy Guidetti : Anne Olmak Bir Kadının Kariyerine Engel Değil

Doğumdan bir ay sonra antremanlara dönen başarılı voleybolcu Bahar Toksoy Guidetti verdiği bir röportajda çocuk sahibi olmayı düşünen meslektaşlarınıza tavsiyeleriniz nedir sorusuna şöyle cevap veriyor; “Çocuk sahibi olmanın kariyerlerinin sonu olacağı korkusuna kapılıyorlarsa, asla öyle olmadığını bilsinler isterim. Anne olmak, bir kadının kariyeri, hayalleri, özgürlüğü önüne kurulan bir bariyer değil. Aksinize, hiç bilmediğiniz yönlerinizi, içinizdeki gücü ve potansiyeli keşfetmeniz için harika bir fırsat. Ben mesleğimde geri adım atmak yerine, kızıma ilham kaynağı olabilmek için çok daha fazlasını ister oldum. Eminim, bir çoğu benzer duyguları hissedecektir.’’ 

Her sporcunun annelik kararını baskılardan, korkulardan uzak kendi tercihleriyle yaşadıkları ve süreci yürüterek yaşayabilmelerini diliyorum. 

Kaynaklar: 

https://www.nytimes.com/2019/05/22/opinion/allyson-felix-pregnancy-nike.html

https://hthayat.haberturk.com/yasam/roportajlar/haber/1067527-voleybolcu-anne-bahar-toksoy-guidetti-annelik-onunuze-kurulan-bariyer-degil

https://www.snopes.com/fact-check/abortion-doping-real-practice/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir