Kadınlar hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da birçok ayrımcılığa uğruyor. Bazı mesleklerin kadınlar tarafından yapılamayacağı inancından, eşit ücret alamamaya kadar birçok ayrımcılık, günümüzde hala mevcut. Hakemlik de bu mesleklerden biri. Sık sık, birçok farklı spor dalında kadın hakemleri görmeye başladık bile. Kadınların her alanda var olduğunu görmek ne kadar mutluluk verici olsa da, kadınların söz sahibi olmaya başladığı bu alanlarda en başta bir yadırganma durumu da yaşanmıyor değil. Sporcular ve izleyiciler, kadın hakemler sahalarda yer almaya başladığı andan beri, bazı tepkiler gösteriyor. Bu tepkiler zaman geçtikçe ve kadın hakem sayısı arttıkça normale dönse de, tamamen düzelmesi biraz zaman alacak gibi gözüküyor.
Yok Sayma, Dikkate Almama ve Dalga Geçme
Kadınların iş hayatında belli alanlarda var olmasını yadırgayan insanlar maalesef günümüzde hala varlar. Bu düşünceye o kadar alışmış ki, genelde erkeklerin olduğu alanlar olarak kodlanan mesleklerde bir kadını görmek, toplumu şaşırtmaya devam ediyor. Kadınlar bu alanlarda birçok kötü muamele ile karşı karşıya kalıyor. Bir kadın hakemin kararının ciddiye alınmaması, beğenilmeyen kararlarda seyircinin hakem olarak değil, kadın ve bu işten anlamaz mantığındaki hakaretleri, sporcuların imalı gülüşleri, kadın hakemi ciddiye almama gibi durumlar, özellikle az sayıda kadının yer aldığı alanlarda, sıklıkla karşılaşılan ayrımcılık sahnelerini oluşturuyor.
Kadın hakemlere yönelik ayrımcılık tüm dünyada yaygın. İtalya liglerinden birinde, sahada bulunan kadın hakeme yönelik bir yorumcu şunları diyor: “Kulüplerin yüz binlerce euro harcadığı bir ligde, bir kadını maç görevlisi olarak görmek iğrenç bir şey. Federasyonun böyle bir şey yapması bir şaka, futbol sahasında utanç verici bir durum.” Başka bir yorumcu ise, “Kadınların taktik konuştuğunu duyduğumda midem kalkıyor.” diyebiliyor. Bu yorumlar karşısında yorumcular, kadınlar başta olmak üzere birçok kişiden sert tepkiler alıyor ve sonucunda; bazıları özür dilerken bazıları ise fikrinin arkasında durduğunu söylüyor.
Aynı Nitelikte İki Hakem, Biri Kadın Biri Erkek
Aynı niteliklere sahip iki hakem, oyun esnasında aynı kararı verse; erkek hakem en fazla taraf tutuyor olurken, kadın hakem bu işten anlamayan, orada ne işi olan, elinin hamuruyla saha da olan kişi oluyor. Erkek hakemin niteliği sorgulanmıyor ama kadın hakemler eleştiri yağmuruna tutuluyor. Özellikle futbol maçlarında daha çok yaşanıyor bu durum. Diğer spor dalları kadın hakemlere biraz daha alışmış gözüküyor. Futbol, extrem örnekler dışında kadın hakemleri hala sindirebilmiş değil. Türkiye’nin FIFA kokartlı hakemi Seçim Demirel ise verdiği bir röportajda, hakemliği bıraktığı gün bile ayrımcılık yaşadığı ve meslek hayatı boyunca erkek bir hakemle eşit bir şekilde hakemlik yapmadığını dile getiriyor. Tüm bunların yanında görüyoruz ki, kadın hakemlerin sayıca arttığı spor dallarında yadırganma ve ayrımcılık düzeyleri azalabiliyor.
Bu konuya dair fikirlerini aldığım, üç farklı spor dalında görev alan kadın hakemle, küçük bir röportaj yapma imkanım oldu. Voleybol, buz hokeyi ve yüzme alanlarında, uluslararası kokarta sahip hakemler, konuya ilişkin görüşlerini benimle paylaştılar fakat, kendi alanlarında tanınır nitelikte oldukları için isimlerinin paylaşılmamasını rica ettiler.
Soru 1: Merhaba, öncelikle seni kısaca tanımak isterim. Hangi alanda hakemlik yapıyorsun? Bu mesleği seçmedeki motivasyonun neydi?
Voleybol Hakemi: Merhaba, ben voleybol hakemiyim. Küçüklükten itibaren voleybola sevgim vardı. Oyunculuk yaşım bitince, sahanın içinde birebir her anı yaşayabilmek istediğim için antrenörlük yerine hakemliğe yöneldim. Antrenör maç dışında yalnızca kendi takımı ile ilgili iken, hakemler tüm basamaklarda voleybolun içinde yer alabiliyor. En büyük motivasyon kaynağım buydu.
Buz Hokeyi Hakemi: Merhabalar ben, Kocaeli Üniversitesi BESYO (Öğretmenlik) mezunuyum. Şu an da Konya Cihanbeyline bağlı bir köy okulunda mesleğimi yapmaktayım. Uluslararası buz hokeyi hakemiyim. Buz hokeyi hakemliği bizim için bir meslek değil, vazgeçilmez bir hobidir. Buza çıktığımızda bütün sıkıntılarımız bir kenara atılır diyebiliriz.
Yüzme Hakemi: 20 yılı aşkın süredir yüzme hakemiyim ama yaptığımız iş, meslek olarak nitelendirilemez, hobi diyebiliriz. Hepimizin bir mesleği, para kazandığı bir işi var ama yarışa gittiğimiz zaman, işin stresinden uzaklaşıp, arkadaşlarımızla güzel vakit geçirdiğimiz bir alanımız oluyor. Motivasyon diyemem, hayatın akışındaki tesadüfler sonucu hakem oldum.
Soru 2: Kadın hakemlerin özellikle bazı spor dallarında hem sporcular hem de taraftarlar tarafından kabul görmediğine şahit oluyoruz. Sen bu konuda neler düşünüyorsun, mesleğinde ilerlerken ya da oyun sırasında-sonrasında hiç ayrımcılığa uğradın mı?
Voleybol Hakemi: Voleybol, kadınlarla çokça anılan bir spor olduğu için kadın hakem fazla yadırganmaz. Ancak kadın hakem yeterince otoriter olsa bile erkek hakemlere sporcular tarafından daha çok saygı duyulduğunu zaman zaman görüyoruz maalesef. Daha çok erkeklerle anılan spor dallarında, şahit olmasam da, kadın hakemlerin işi daha zordur. Oyun sırasında/sonrasında ya da mesleğimde ilerlerken “erkek” kaynaklı ayrımcılığa uğramadım. Ulaşımı güç olan yerlere, gece yolda olmak gerektiğinde kadın hakemlerin yalnız görevlendirilmediğini gözlemliyorum. Bu, spor dalından ziyade ülkemizde kadına bakış açısı ile ilgili ne yazık ki.
Buz Hokeyi Hakemi: Sadece spor dallarında, hakemlikte vs. değil, genel olarak kadınlar kabul görmüyor aslında. Tabii ki benim hakemliğini yaptığım spor en sert sporlardan biri. Bizim camiamız küçük bir camia ve herkes birbirini tanır. Ne antrenörlerden ne sporculardan böyle bir ayrımcılık görmedim. Hatta sporcularımız ve antrenörlerimiz kadın hakem arkadaşlarıma daha özenli daha dikkatli davranıyorlar. Tabiki arada küçük tartışmalarımız olmuyor değil.
Yüzme Hakemi: Yüzme branşında kadın hakem sayısı, erkeklerden daha fazladır. O yüzden kadın olmanın bir dezavantajını yaşamadım. Fakat yönetimde, merkez hakem kurulunda, eğitim kurulunda ya da il hakem kurulunda kadın mevcudiyeti yeni yeni olmaya başladı. Öncesinde erkek egemenliği vardı diyebilirim. Taraftarlar anne babalardan oluşuyor. Yüzme yarışını izlemeye gelen pek olmuyor, onlarla da aile gibi oluyorsunuz.
Soru 3: Senin gözlemlerine göre en çok hangi alanda kadın hakeme ihtiyaç var ve sence hangi alanlarda kadın hakemler daha çok ayrımcılığa uğruyor?
Voleybol Hakemi: Bizim branşımızda kadın hakem sayısı oldukça yüksek. Üst seviyede erkek hakemlerin sayısı fazla ancak bu ayrımcılıktan değil; kadınların genellikle aile-eş-çocuk önceliklerinden kaynaklanıyor. Kadın, belki de toplumun da yönlendirmesi ile, bir yerden sonra hakemliğe ayırdığı zamanı azaltıyor. Bu da gelişimi engelliyor. Karı-koca hakemlik yapanlarda ise bir tarafın -genellikle de kadının- bir zaman sonra hakemlikten uzaklaştığını görüyorum. Bu aslında kadına zaman içinde içten içe işlenen fikirlerin yansıması. Burada ayrımcılık dışarıdan gelmese de, kadın kendi kendini ayrıştırıyor. Özellikle erkek sporu olarak görülen spor dallarında kadın hakemlere, bazı tabuları yıkmak adına, daha çok ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Buz Hokeyi Hakemi: Bir önceki soru da da bahsettiğim gibi sadece spor dallarında değil, her yerde kadın olmak zor. Yani Türkiye’de kadın olmak zor aslında. Kadınlara her yerde, hep ihtiyaç vardır ve hep ihtiyaç olacak. Özellikle şu dal diyemem ama Türkiye özelinde konuşmamız gerekirse futbol en önemli spor branşı olarak görülmekte. Bu dalda kadın hakem sayısı artarsa herkesin gözü kadınlara daha çok alışmış olur aslında.
Yüzme Hakemi: Tüm branşlarda kadın hakem sayısı artmalı, böylece kadınlara olan saygınlığın artıracağına inanıyorum.