Milli atıcı İlayda Tarhan, Yusuf Dikeç ile birlikte Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda gümüş madalya kazanmıştı.

Olimpiyatlarda Chateauroux şehrinde gerçekleştirilen atıcılık müsabakalarında İlyada Tarhan ve Yusuf Dikeç çiftinin 10 metre havalı tabanca karışık kategorisinde aldıkları bu madalya Türkiye’nin atıcılık tarihinin ilk madalyasıydı.

İlayda Tarhan ile bu tarihi başarıyı ve bundan sonraki hedeflerini konuştuk.

Yusuf Dikeç ile birlikte Türkiye’nin atıcılık tarihindeki ilk madalyasını kazandınız. Öncelikle bunun için sizi çok tebrik ederim. Bu başarının perde arkasını merak ediyorum. Bu tarihi başarı nasıl geldi?

Bu başarının arkasında tabii ki çok emek, yaşadığımız pek çok sıkıntı, çekilmiş birçok farklı çile var. Ama bir o kadar çalışma, istek arzu, azim var. Biz özellikle son iki yıldır, özellikle diyorum çünkü onun öncesinde de aslında aynı süreçlerden geçiyorduk, ama son iki yıldır çok daha fazla çalışıyoruz. Çok istedik, çok emek verdik. Bir önceki Olimpiyatı ben ucundan kaçırdım. Yusuf abi beşinci Olimpiyatına gidiyordu madalya almayı çok istiyordu, çok fazla çalıştı. İkimiz de diğer sporcular gibi çok emek verdik, çok şükür bu Olimpiyatlara nasip oldu.

Hazırlık süreciniz nasıl geçti?

Hazırlık sürecimi aslında biraz yoğundu. Haftada 6-7 gün, günde ikişer, üçer antrenman yaptık. Yaklaşık 3 saat süren farklı antrenmanlar yaptık kendi aramızda. Baskı antrenmanları, final antrenmanları, müsabaka antrenmanları, farklı poligonlarda antrenmanlar… çok yoğun bir yarışma süreciydi. Çünkü aynı zamanda kota süreci de devam ediyordu. Aileden, sosyal hayattan soyutlandığımız, sevdiklerimizle çok az görüştüğümüz, kendimize çok az vakit ayırabildiğimiz bir süreçti. Ama sonucunu aldık, buna değdi.

Bireyselde Gelen İlk Final

Siz Olimpiyatlarda farklı müsabakalarda da yarıştınız. Biraz onlardan da bahsedebilir misiniz?

Bireysel müsabakamda Türkiye tarihinde tabancada ilk final tecrübesini edindim. İlk kez finale kaldık Türkiye Cumhuriyeti adına. Bunu da ben başardığım için çok mutluyum. Finalde maalesef biraz heyecanlıydım. Bu doğal bir süreç ama yine de insan bunu kabul etmek istemiyor. Çünkü her sporcu gibi ben de madalya almak istiyordum ama Olimpiyat 7.si oldum. Bu aslında gerçekten çok büyük bir başarı ama biz artık bunları sevinmemiz gereken yerde üzülebileceğimiz bir noktaya geldik. Çünkü artık biz ilerliyoruz ve elde ettiğimiz başarılar bize yetmiyor. Daha fazlasını yapabileceğimizi hem biliyoruz hem de istiyoruz.

Aynı zamanda 25 metre spor tabanca branşım vardı. Yusuf abi döndükten sonra ben o branşı da yarıştım. Bu müsabakadan bir gün önce tetiğim arızalandı, onu tekrar tamir ettik derken biraz sıkıntılı bir süreç geçirdim. Aslında skor olarak güzel bir skor attım. 579 aslında güzel bir skor ama 25 metre spor tabancada puanlar normalden biraz daha fazla çıkıyor. 10 metrede 577 ile finale kaldım ama 25 metrede 579’la, daha yüksek atmış olmama rağmen, 21. oldum. Ufak aksilikler oldu. Aslında oradan da bir final bekliyordum. Hatta genel müdürlerimize, federasyon başkanımıza söz vermiştim. Biz Paris’e 3-4 saatlik mesafede farklı bir şehirde kalıyorduk. O şehre finali izlemek için geliyorlardı. Onlara ‘bir final bekliyorum, sizinle final günü tekrar görüşeceğiz’ dedim ama maalesef olmadı.

“Benim Başarımı Yok Saydıklarını Düşünmüyorum”

Atıcılık partneriniz Yusuf Dikeç tüm dünyada inanılmaz bir popülerlik elde etti. Kazanılan tarihi başarının bir ortağı da sizsiniz aslında. İnsanların bu ilgisi ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizin tarafınızdan bakıldığında şu anki durumu nasıl değerlendirirsiniz?

Aslında Yusuf abinin bu kadar duyulmasının sebebi tamamen başarıdan bağımsız. Evet, başarıda benim de ortak bir payım var. Ama onun popülerliğinin başarıdan bağımsız olduğunu düşünüyorum. Çünkü ekipman kullanmıyor ve çok rahat görünüyor. Tamamen onunla bağladıkları bir popülarite. Beni bu kadar yok saydıklarını düşünmüyorum. İnsanlar ‘orada İlayda Tarhan da vardı’ diye paylaşımlar yapıyorlar evet ama başarı kısmında yok sayıldığım söylenemez. Popülarite kısmı bambaşka konudan ilerliyorlar şu anda. Ben bu durumdan aslında çok memnunum. Yusuf abi her ne kadar bunlara ilgi duymuyor olsa da ben bizim branşımızın dünyaya duyulması adına çok güzel bir şey olduğunu düşünüyorum.

İlayda esprili bir şekilde şu anektotu da paylaşıyor:

Ayrıca benim rolümü de çalığını düşünüyorum. Çünkü 2020 Olimpiyatları’nda en farklı saç modelleri diye sıralama yapıldı ve ben özellikle üzerinde kırmızı beyaz bayrağımızın olduğu farklı bir saç modelini yaptırarak gittim, dövmemi yaptırdım dedim ki ‘tamam bu duyulacak’ ve Yusuf abi birden bire rolümü çaldı (gülüyor). Şaka yapıyorum tabi ama çok mutluyum ben bu süreçten.

Peki o ekipmanları kullanmamanın önemi nedir?

Aslında bu tamamen bireysel bir spor ve tamamen bireysel farklılıklara dayanıyor. Siz nasıl rahat ediyorsanız, doğru tekniği en rahat hangi ekipmanla, hangi pozisyonda, hangi şekilde uyguluyorsanız o şekilde atmanız gerekiyor. Vücudunuzda ekstra bir şey kullanmayı ihtiyaç duymuyorsanız eğer kullanmamız gerekiyor. En yüksek performansı hangisinde gösterebiliyorsanız o bizim için daha kıymetli. Yusuf abi mesela böyle bir ekipmana şu anda ihtiyaç duymuyor. Ben de duymuyorum. Benim de sadece 0.25 astigmat gözlüğüm var ve ışık için sadece bir şapka kullanıyorum. Kulaklık tamamen dışardan gelen sesi kesmesi adına. İnternette dolanan o atış gözlüğü sadece pozisyon hatası yapmamak adına kullanılan bir ekipman. Bu hatayı yapmıyorsanız kullanma ihtiyacı duymuyorsunuz. Bir elinizi cebinize koyuyor olmanız vücut salınımını en aza indirgemek için yapılan bir şey. Kimisi beline kemer bağlayıp kemeri tutabiliyor. Aslında detayları var. İnsanlar tabi detayları bilmediği için bunları komik yerlere çektiler ama bunların bir açıklaması var.

‘Asker Olmak İstiyordum Atıcılığa Başladım’

Siz atıcılığa nasıl başladınız?

Tamamen ailemin yönlendirmesiyle başladım. Annem bir gün aradı ve dediki; ‘İlayda böyle bir spor var başlamak ister misin?’ Çünkü ben asker olmak istiyordum annem de ‘bu spor askeriyeye girmene yardımcı olabilir, gel başla dene’ dedi ben de ‘olur anne bir deneyim, neden olmasın’ dedim. 15 yaşında bu şekilde başladım. Tıpki şu an halkın büyük bir kesimi gibi benim de bu spora dair hiçbir fikrim yoktu. İsmini bile bilmiyordum. Bunun olimpik bir branş olduğunu, bu kadar profesyonel bir şeye dönebildiğini bilmiyordum. Tamamen normal düzeyde antrenmanlara gidip geliyordum. Çok kısa bir süre sonra yarışmalara başladım başarı elde etmeye başlayıp da antrenörlerimin yetenekli olduğumu söyleyince yavaş yavaş profesyonelliğe gittim. Tesadüf oldu aslında.

Yusuf Dikeç ile tam tersi ilerlemiş o zaman. Dikeç askerliğin ardından atıcılığa başlamış.

O asker olduğu için askeriye girdikten sonra, bana göre daha geç yaşta, 28 yaşında başlamış. Hatta bana sürekli şey der; ‘çok şanslısın, çünkü çok erken yaşta başladın. Ben senin yaşında bu sporun varlığını bile bilmiyordum.’

‘Ünlü Sanatçılar Gibiydik’

Olimpiyatlar sizin için noktalandı. Geri dönüp baktığınızda Paris 2024 sizin için nasıl geçti? Nasıl bir deneyimdi?

Benim için muhteşem bir deneyimdi. Ben özellikle Paris’te kalamayacağız ve Olimpiyat köyünden olmayacağız diye üzülmüştüm. Açılış törenine katılamadık, çünkü hemen ertesi sabah müsabakamız vardı. Uykusuz kalmama adına gidemedik. ‘Ben açılış törenine gitmek istiyorum, Olimpiyat köyünde kalmak istiyorum’ gibi yakınışlarım vardı. Ama soyutlandığımız zaman çok rahat bir müsabaka süreci de geçirdik aslında. mental anlamda bize çok daha yardımcı oldu. Bizim için bir Dünya Kupası gibiydi, öyle bir ortam vardı. O yüzden çok daha rahat skorlar çıkarabildik diye düşünüyorum. Onun dışıda Paris’te ilk defa yapılan yıldızlar geçiti vardı ve muhteşem bir ortam vardı. Orada kendinizi gerçekten ünlü bir sanatçı gibi hissediyorsunuz. Oraya katılmak bizim için gerçekten çok keyifliydi. Çok eğlendik hem Yusuf abi hem ben. Normalde bu tarz şeyler onun çok hoşuna gitmiyor, katılmaktan haz etmiyor ama Yusuf abinin de orada çok eğlendiğini gördüm. Başarıyı orada taçlandırmak, eğlenmek gerçekten çok keyifliydi. Benim için çok farklı, bambaşka bir deneyim oldu. İlk olimpiyatım olmasına rağmen çok yüksek seviyede başladım. İnşallah bundan sonrasında da bunu tekrarlayabilirim.

Hedef Olimpiyat Altını

Bundan sonraki hedefleriniz neler?

Tabii ki her sporcu gibi Olimpiyat altınını biz de çok istiyoruz. Hem bireysel branşlarımda istiyorum hem de karışık takımda Yusuf Abiyle birlikte yarıştığımız branşlarda altın madalya istiyoruz. Hedefimiz bu. Normalde her sporcu madalyadan sonra olimpiyat rekoru istiyorum der ama biz zaten olimpiyat rekoru kırarak madalya aldık. O yüzden artık Olimpiyat rekorunu sadece bireysel branşlarımda bekliyorum diyebilirim. Aslında Türkiye’nin tarihine ilkleri yazmayı devam etmek istiyoruz, en büyük hedeflerimizden bir tanesi bu. Biz arkadan gelen gençlerimizin önünü açmak istiyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir