Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) 2028 Los Angeles Olimpiyat Oyunları’ndaki durumu belirsiz olan boksun yeniden oyunlara dahil edildiğini duyurdu.
İlk kez 1904 yılında Oyunlara dahil edilen boks yaşanan sıkıntılardan dolayı Olimpiyatlar’dan çıkarılma riskiyle karşı karşıya kaldı. IOC ve Uluslararası Boks Federasyonu (IBA) arasında yaşanan kriz, boksu geleceğini riske attı. Ancak atılan yeni adımlarla boks Olimpiyat takvimine yeniden dahil edildi.

Krizin Başlangıcı
Boksun 2028 Los Angeles Olimpiyatları programından çıkarılmasının arkasında, Uluslararası Boks Birliği’nin (IBA) şeffaflık eksikliği, yönetimsel zaafları ve mali bağımsızlık sorunları yatıyordu. IOC Başkanı Thomas Bach, IBA’nın uzun süredir sürdürülebilir bir reform yapamaması nedeniyle, kurumun IOC tarafından tanınmasının sonlandırıldığını 2023’te duyurdu.
IOC, özellikle 2016 Rio Olimpiyatları’nda yaşanan hakem skandalları, doping kontrollerindeki yetersizlikler ve IBA’nın Rusya merkezli yönetimiyle ilgili ciddi soru işaretleri nedeniyle, boksu olimpik programdan geçici olarak çıkardı. Boksçuların Paris 2024’e IOC gözetiminde katılmasına izin verildi.
2024 Paris Olimpiyat Oyunları’na giden süreçte IOC, IBA tarafından düzenlenen turnuvaları saymadı ve sporcuların kota alabilmesi için kendi bünyesinde turnuvalar düzenledi. Ancak Los Angeles 2028 için garanti verilmedi.
World Boxing’in Kuruluşu
IBA’in varlığını tanımayan IOC boksun yeniden Olimpiyatlara dahil edilebilmesi için yeni bir oluşumun kurulmasını zorunlu tuttu. IOC’nin baskısıyla, 2023 yılında başta ABD, İngiltere ve Almanya olmak üzere birçok ülke, IBA’den ayrılarak yeni bir uluslararası boks federasyonu olan World Boxing’i kurdu. Bu oluşum, etik değerlere, şeffaflığa ve sporcunun haklarını ön planda tutan bir yapılanmayı benimsedi. IOC, World Boxing’in yönetişim anlayışını olumlu karşıladı ve bu yeni kurumun boksu olimpik takvime yeniden kazandırabileceğini duyurdu.
2025’in başlarında IOC, World Boxing ile yürüttüğü müzakereler sonucunda boksun 2028 Los Angeles Olimpiyat Oyunları’na resmi olarak geri döneceğini açıkladı. IOC sözcüsü Mark Adams, “Şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleriyle hareket eden yeni yapı sayesinde, boksçuların hak ettikleri olimpik arenada yeniden yer alacağını görmekten memnunuz” dedi.

IBA’in Şaibeli Kararları
Uluslararası Olimpiyat Komitesi özellikle IBA başkanlık seçimlerinin ve daha sonrasında Federasyon’un Rusya bağlantılarını şaibeli buldu. Bu nedenden ötürü IBA tarafından verilen kararlar IOC nezdinde yok sayıldı. En tartışma yaratan karar ise bazı kadın sporcuların müsabakalardan men edilmesiydi. Özellikle Imane Khelif üzerinden Olimpiyat Oyunları süresince büyük tartışmalar döndü. IBA bazı kadın sporcuların kadınlar kategorisinde yarışmaya uygun olmadığını savundu ve bu sporcuları men etti. Ancak bu kararın hangi verilere dayandığının bilgisinin net ortaya konamaması ve sporcuların IOC uygunluk kriterlerini sağlamasından dolayı sporcular 2024 Paris müsabakalarına dahil edildi.

Türkiye’nin En Başarılı Olduğu Branş
Türkiye’de özellikle kadın boksörler son birkaç yılda büyük bir yükselişe geçti. Dünya ve Avrupa şampiyonalarında gelen madalyaların yanı sıra Olimpiyatlarda Türkiyeli boksörler adından söz ettirmeye başladı.
2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda Busenaz Sürmeneli Türkiye’ye boksta ilk olimpiyat altın madalyasını kazandırdı. Yine aynı Olimpiyatlarda Buse Naz Çakıroğlu gümüş madalya kazandı.
Türkiye’nin madalya anlamında kötü geçirdiği 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda ise Türkiye Hatice Akbaş, Esra Yıldız, Buse Naz Çakıroğlu ile toplamda 3 madalya kazandı.
Olimpiyatlar Kadın Boksörler
Kadın boksörlerin Olimpiyat tarihi oldukça yeni. Boks ilk kez 1904 yılında Olimpiyatlara dahil oldu. 1912 yılı hariç tüm Olimpiyat programlarında da yer aldı. Boksun tarihi bu kadar köklüyken kadın boksörler ilk kez 2012 yılında Olimpiyat Oyunları’nda sahne aldı.
IOC’nin cinsiyet eşitliği için yürüttüğü politikaların bir sonucu olarak 2012 Londra Oyunları’nda kadınlar ilk kez boks müsabakalarına çıkabildi.

Bu proje Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği ile hazırlanmıştır. İçeriğin sorumluluğu tamamıyla FemSport’a aittir ve AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.