Kariyerler hedeflerini, motivasyonlarını futbolda bulan kadın sporcuların görünürlüğünü arttırmayı amaçlayan ve Ege Üniversitesi öğrencileri tarafından Topluma Hizmet Uygulamaları dersinde geliştirilen “Her Alanda Var Ol” projesi kapsamında gerçekleştirilen futbol karşılaşmasında MGS Menemen, Bornova Genç Yıldızlar’ın kadın futbolcularını konuk etti. Karşılaşmayı, MGS Menemen Kadın Futbol Takımı teknik sorumlusu Gurbet Göktaş’ın desteğiyle Ege Üniversitesi öğrencileri organize etti. Menemen Asarlık Futbol Sahası’nda oynanan maçta 11-13 yaş grubu futbolcular karşı karşıya geldi.
Futbolda kariyer yapmak isteyen ve hedefleri olan genç kadınların futbola olan tutkuları tribünlerden de hissedildi. Gençleri desteklemeye gelen aileler ve projeyi hayata geçiren isimler, kadın futbolu için verdikleri mücadeleyi ve hikayelerini tüm spor severler için heyecan ve tutkuyla anlattı.
“Her Alanda Var Ol” projesini hayata geçiren üniversite öğrencileri Nida Ürütürk ve Sebahat Nur Çatalkaya, projeyi hayata geçirme motivasyonlarını, “Projemiz ile spordaki eşitsizlik ve önyargılarla mücadele etmeyi amaçladık, kadının spordaki görünürlüğünü arttırmak istiyoruz” diyerek açıkladı.
“Futbol oynarken kendimi tam olarak ait hissettiğim yerdeyim”
Proje fikrini geliştiren isimlerden Nida Ürütürk futbola olan ilgisinin nasıl başladığını anlattı:
“Futbola ilgim 4. Sınıfta başladı. Okulda, mahallede arkadaşlarımla ve abimle futbol oynuyordum. Futbol oynadıkça futbola ilgim arttı ve bende çok farklı kapılar açtı. Futbol oynarken kendimi tam olarak ait hissettiğim yerdeydim. Okul takımlarında, belediyenin takımlarında oynadım. Pandemiden sonra sürecim yarım kaldı ama futbola tekrardan devam etmek istiyorum çünkü kendimi futbola ait hissediyorum.”
“Yaşadıklarımdan yola çıkarak spordaki eşitsizliğin ve ön yargıların kırılması ve en azından insanlarda farkındalık oluşması için her alanda var olduğumuzu göstermek için bir proje yapmak istedim” diyen Ürütürk, proje fikrinin oluşma sürecini de şekillendiren deneyimlerini şöyle anlatıyor:
”Futbol oynadığım süreçte çok fazla ayrımcılığa maruz kaldım. Ailem beni her zaman destekledi, her zaman arkamdaydı ama çevreden çok fazla tepkiye maruz kaldım. Lisede okul takımı kurdurmak istedim, diye beden eğitimi hocam tüm sınıfın içinde benimle dalga geçti. Birçok insanın zorbalığına maruz kaldım. Ailesi izin vermediği için oynamayı çok istediği halde futboldan vazgeçmek zorunda kalan birçok arkadaşım vardı. Sporun içinde sırf cinsiyetimizden dolayı ayrıştırılmak çok acı bir durum; bu önyargılar yüzünden yeteneği, isteği olan birçok çocuk belki de bu spor dallarından uzak duruyor ya da bu spor dallarıyla çok geç tanışıyor.”
“Amacımız gençlere inanan ve destek olan ailelerin var olduğunu göstermek”
Proje ekibinden Sebahat Nur Çatalkaya ise, projede yer alma sebebini ve projeleri aracılığıyla mücadele ettikleri bakış açısını şöyle değerlendirdi:
“Kadınlar pek çok alanda dışlama tutumuyla karşı karşıya kalmakta, fırsatlardan eşit şartlarda yararlanamamaktadır. Sporda da bu tutumun yaşandığını söyleyebilirim. Özellikle futbol alanında genç kadınlara imkan sunulmuyor. Maddi ve manevi anlamda futbolda genç kadınlara destek olunmuyor. Motivasyonun tersine kadınlar futbolu bırakmaları için aileleri ve çevreleri tarafından çeşitli söylemlere maruz kalıyor. Biz de bu tutumun karşısında durarak, genç kadınların dahil olduğu bir futbol karşılaşması düzenlemeye karar verdik. Amacımız gençlere inanan ve destek olan ailelerin var olduğunu göstermek ve bu konuda farkındalık geliştirmekti.”
Çatalkaya’nın da bahsettiği gibi önyargılara, toplumda kabul edilen tutumlara, alışılagelmiş söylemlere rağmen çocuklarının isteklerini bu önyargıların üstünde gören ve desteğini esirgemeyen aileler var. Futbol karşılaşması öncesinde genç futbolcuların aileleriyle yaptığımız görüşmeler, genç kadınlara olan inanç ve desteğin en az sporcuların kendilerine olan inançları kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Kadınlar “her alanda varız” dedikçe, toplum tarafından kabul edilmiş basmakalıp yargıların hiçbir önemi kalmıyor. Çünkü kadınlar kendi isteklerini gerçekleştirmek için harekete geçmiş ve hedefleri için sahalarda mücadeleye başlamış durumda.
“Kızımın futbolda mutlu olduğunu gördüm”
Futbolda kariyer hedefi olan genç kadınlara tam destek veren ve karşılaşmayı tribünden takip eden MGS Menemen Takımı oyuncularının annelerinden Suna Bayram, Emel Tosun ve Sedef Çakır’la karşılaşma öncesi yaptığımız görüşmeler, önyargıların sandığımız kadar güçlü olmadığını ve aşılabileceğini gösteriyor.
Suna Bayram 13 yaşındaki kızı Damla Bayram’ın futbol kariyeri hedefine tam destek verdiğini söylüyor:
“Kızım her şeyden önce topu çok seviyor. Daha önce göndermiş olduğumuz spor branşlarında da çok başarılı olmasına rağmen futbol oynamakta ısrarcı oldu. Şu an için bırakmayı da hiç düşünmüyor, futbolla ilgili hedefleri çok farklı. Liglere girerek üst seviyelere çıkmak istiyor. Ben de ona inanıyorum. İki buçuk yıldır her hafta kızımla birlikteyim, antrenmanını nerede yapacaksa onun yanında oluyorum. Çünkü futbolda mutlu olduğunu görüyorum. Ben kızım futbola başlamadan önce futbolla asla ilgilenmiyor, futbol maçlarını izlemiyordum. Onun ilgisini görmek, onu sahalarda izlemek, mutluluğuna şahit olmak beni futbola karşı heveslendirdi” diyor.
Suna Bayram’a göre gençlerin sporda ilerlemelerine destek olmak için eksikliklerin giderilmesi gerekiyor:
“Birçok eksiklik var. Saha eksikliğimiz, sponsor eksikliğimiz var. Destek görmüyoruz. Ben birçok dalda olduğu gibi kadınların futbolda da ne kadar başarılı olduğunun görülüp destek verilmesi gerektiğine inanıyorum.”
Bayram, futbol kulüpleri ile genç kadınların buluşma sürecinde yaşanan zorluklara da değiniyor:
“Kızım futbol oynamak istediği zaman oturduğumuz bölgede kadın futbol kulübü yoktu, kadın futbol kulübü bulamadığımız için kızım erkeklerle futbol oynamaya başladı. Görüştüğümüz kulüplerde kadın antrenör yoktu, kızımı kabul etmemelerini istediğimi, itiraf edebilirim. Ancak teklifimiz olumsuz karşılanmadı, kızımı kabul ettiler. Tek kız öğrenci olarak erkeklerle oynamaya başladı. Kabullenmesi çok zor oldu. Babası iki yıl boyunca Damla’yı izlemeye gelmedi. Aileler ve erkek öğrenciler tarafından çok yadırgandı. Ama buna rağmen Damla inatla futbolu bırakmadı ve kendini kabullendirdi, kendini takım arkadaşlarına çok sevdirdi. Daha sonra kadın kulübümüz kurulduğu zaman hiç düşünmeden Gurbet hocamızla devam etmeye başladık. Çocuklarla iletişimi çok güzel.”
“Kızımı her koşulda destekliyorum”
Emiralem’den kızının kariyer hedeflerini desteklemek için uzun bir yol kat ederek antrenmanlara gelmesine destek olan, 13 yaşındaki Göksu Tosun’un annesi Emel Tosun’da Menemen’de kadın futbol kulübü kurulmasından mutluluk duyuyor:
“Kızımın futbola başlama sürecinde rol modeli abisi oldu. Abisi yıllarca futbol oynadıktan sonra bir sakatlık süreci geçirdi ve futbolu bırakmak zorunda kaldı. Kızım abisini çok severek izliyordu. Her maçına gidiyordu. Daha sonra kendisi de futbol oynamaya karar verdi. Ancak biz Emiralem’de oturduğumuz için ulaşımla ilgili problemlerimiz vardı. Kızımızın erkeklerle futbol oynamasını da yadırgıyorduk. Daha sonra Gurbet hocamızın bir kadın futbol kulübü kurma girişiminde bulunduğunu öğrendik ve Göksu’yu bu kulübe yazdırdık. Kızım Gurbet hocası gibi antrenör olmak istiyor. Ulaşımla ilgili sorunlar yaşamamıza rağmen kızımı her koşulda destekliyorum, her zaman arkasındayım. Saha, servis ve sponsor konusunda eksikliklerimiz var, bu eksiklikler giderilirse kızların ilerlemesi daha kolay olacak.”
“Bırak ne isterse onu yapsın, demek ki futbola ilgisi var”
Tribünden yaptığı tezahüratlarla tüm takımın sevgisini kazanan 11 yaşındaki Beren Çakır’ın annesi Sedef Çakır, kızı sayesinde futbola ilgi duymaya başlıyor ve futbol maçlarını yakından takip ediyor. Duyduğu heyecanı ve ilgiyi tribünlerde de gösteren Sedef Çakır, kızının futbola olan ilgisini nasıl yadırgadığını anlatıyor:
“Kızım babası gibi futbolu çok seviyor, futbola erkek kardeşinden daha ilgili. Sokakta erkek çocuklarıyla futbol oynuyordu. Ben sürekli, “Kızım sen kızsın, buraya gel. Erkek çocuklarıyla oynanır mı, git parkta başka bir şey oyna” diyerek kızımın futbola olan ilgisini yadırgıyordum. Beren futbol topunu alıp futbol oynamaya gitmeye devam ediyordu. Babasına durumu anlattığımda, babası “Bırak ne isterse onu yapsın, demek ki futbola ilgisi var”, diyerek destek veriyordu. Beren bana karşı üç yıl mücadele verdi. Futbola yazılmak istiyordu ama kadın futbol kulübü yoktu. Beden eğitimi öğretmenleri sürekli beni arıyor, kızınızı futbola yazdırın, diyorlardı. Ben Beren’in erkeklerle oynamasını istemiyordum” diyor.
Beren’in futbola olan ısrarının zamanla önyargılarını nasıl değiştirdiğini anlatan Sedef Çakır, bir zamanlar kızının voleybol oynaması konusundaki ısrarcı tutumunun nasıl değiştiğine de değiniyor:
“Ben Beren’i futbola olan ilgisi ve ısrarına rağmen voleybola yazdırdım. Bu kulübe başlamadan önce kızım voleybola gidiyordu. Orada da başarılıydı. Sonra bir gün okuldan elinde bir broşürle koşarak geldi. “Buraya bir kadın futbol kulübü açılıyormuş, lütfen beni de götür” dedi. O süreçte voleybola gidiyordu. Sonra ısrarlarına dayanamayıp yeni açılan futbol kulübüne de yazdırdım. İkisine de aynı anda gitmeye başladı. Sonra saatler çakışmaya başladı, Beren’e hangi alanı tercih ettiğini sorduğumda, futbol yanıtını aldım. O an çocuğun isteğinin daha önemli olduğunu anladım. Artık antrenmanlara birlikte gidiyoruz, ben de onunla birlikte heyecanlanıyorum. Futbola olan önyargım kırıldı, kızımı gelecekte büyük liglerde oynarken görmek istiyorum.”
Diğer aileler gibi benzer talepleri olan Sedef Çakır, “Çocukların saha, ulaşım, spor malzemesi ve sosyalleşebilecekleri organizasyonlar konusunda eksikleri var” diyor.
“Altı ay önce sıfırdan başlayarak 87 kız öğrenciye ulaştık”
MGS Menemen Kadın Futbol Kulübü’nün kurulması için adım atan ve takımın teknik sorumlusu olarak görev yapan Gurbet Göktaş, genç kadınlara rol model olmak istediğini söyleyerek kendi futbol hikayesini ve deneyimlerini anlatıyor:
“2007 yılında futbola Bucaspor’da başladım. İlk lisanslı futbolcu olarak müsabakalara Balçova Elit Spor Kulübü’nde katıldım. 2011-2012 sezonunda U-17 milli takım kampına seçildim. Bu süreçte İzmir’de çok imkan yoktu. 2014 yılında üç üniversiteyi yetenek sınavına girerek kazandım. Tercihimi Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nden yana kullandım. Spor yöneticiliği bölümünde okurken futbol aşkı ağır bastı. O dönem, 2015 sezonunda Mardin Nusaybin Gençlik Spor Kulübü’ne transfer oldum. Hem öğrenimimi tamamlamaya hem de futbola devam etmeye çalıştım. Geçirdiğim sakatlıklar sonucunda futbolu bırakmak zorunda kaldım. Formasyon eğitimim ile beraber 2018 yılında spor yöneticisi ve beden eğitimi öğretmeni olarak mezun oldum. Futbol antrenörlük belgemi aldım ve ilk görev yerim Manisa Kula’da antrenörlüğe başladım. 2021 yılında Kula’da 130 kız öğrenciye futbol eğitimi verdim. Sonrasında Manisa Maltaspor Kulübü’nde kadın takımı kurup oradan genç kadınlarımızı spor akademisine ve spor liselerine yönlendirdim. Şu an onlar geleceğin antrenörü, öğretmeni ve hakemi olmak için eğitimlerine devam ediyorlar. Bu süreçte sınava girip 2022 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na spor eğitim uzmanı olarak atandım. Geçen sene Bornova Genç Yıldızlar Spor Kulübü’nde futbol oynadım. Şu an ise MGS Menemen Spor Kulübü’nün Kadın Futbol Takımı teknik sorumlusuyum. Menemen’de bir ilki gerçekleştirdiğimiz bir proje yaptık. Altı ay önce sıfırdan başlayarak 87 kız öğrenciye ulaştık. Bu sene U-17, U-15 ve U-13 kategorilerinde müsabakalara katılıp Eylül ayında müsabakalara A takım olarak çıkma hedefindeyiz, hazırlıklarımızı yapıyoruz.”
“Ben futbolu sokakta oynarken daha doğrusu oynamaya çalışırken hep yalnız kaldım”
Kadınların spordaki görünürlüğünü artırmak ve sporcuları bir kulüp etrafında toplamak için birçok girişimde bulunan Gurbet Göktaş, futbola yönelirken eksikliğini fark ettiği ve mücadele etmek istediği şeylere değiniyor:
“Futbol dünya genelinde müthiş seyre sahip bir spor branşı. Kadın futbolu ise diğer ülkelerde çok ileri seviyede. Ben futbolu sokakta oynarken daha doğrusu oynamaya çalışırken hep yalnız kaldım. Çünkü kız çocukları futbol oynamak istemiyordu; erkekler ise benim oynayamayacağımı düşündükleri için aralarına almıyordu. Bu bende o bir gün beden eğitimi öğretmeni olma ve takım kurma hırsını geliştirdi. Kadınların bu sporu yapamayacağı düşüncesini kırmak istedim.”
“Kadın futbolcular veya futbolu seven kadınlar bu konuda çok anlamlı bir duruş sergiliyor”
Futbol diğer branşların aksine cinsiyetçi kodlar barındıran bir branş. Gurbet Göktaş da çok defa “Kadından futbolcu mu olur?” ifadesiyle karşılaştığını söylüyor ve ekliyor:
“Kadın futbolcular veya futbolu seven kadınlar bu konuda çok anlamlı bir duruş sergiliyor. Hem futbol oynamak isteyen sporcular hem de özellikle anneleri bu konuda çok bilinçlendi.”
Futbola yönelmek isteyen gençlerin ve ailelerinin İzmir’de kadın futbolu adına eksik gördüğü noktalara değinen Göktaş, bir eğitimci olarak taleplerini dile getiriyor:
“Öncelikle bizlere maalesef ki fazla destek verilmiyor. Genç sporcuların spor yapabilecekleri kendilerine ait bir alan yok. Öncelik erkek futbolculara veriliyor. Zaman kalırsa, yer uygun olursa kadınlar sahaya girebiliyor. Bu durum aileleri de etkiliyor. Birçok genç sporcumuz saha geç saatlerde bize rica minnet verildiği için antrenmanlara gelemiyor. Yapılacak tek şey yetkililerin genç sporcularımıza destek olması.”