Zafere çiçekli yollardan ulaşmak mı? Hiçbir zaferin ardında çiçekli yollar olmadı hiç. Hep dik yokuşlar, engebeli yollar vardı…Üstelik engeller kadınlar için toplumsal ve cinsiyetçi kalıpların çok daha ötesine geçti çoğu zaman ama kişisel zorluklar en az konuşulanlar oldu hep. İşte bugün, bizzat canı yandığında bile acıyı güce dönüştüren kadın sporcuların hikayelerine tanık olacağız. Çünkü tarihte birçok başarıya imza atmış kadın sporcuların ilham veren hikayeleri kız çocuklar ve genç kadın sporcular için büyük bir motivasyon kaynağı. İşte bazı ünlü kadın sporcuların ilham veren, mücadele dolu hikayeleri:

Lindsey Vonn (Kayak): Alp disiplininin efsane ismi Lindsey Vonn, 2013 Dünya Şampiyonası Super-G yarışında geçirdiği kaza sonrası çapraz bağlarını yırtmıştı. Bir tek bu değil! 2013 yılında, bir düşüş sırasında yaşadığı diz yaralanması nedeniyle Dünya Şampiyonası’ndan çekilmek zorunda kaldı. Bir başka antrenmanda da Vonn’un kolu, yaralanma nedeniyle alçıya alınmak zorunda kaldı. Bu tür yaralanmalar, sporcuların hızlı ve zorlu pistlerde yarıştığı alp disiplini kayak için özellikle çok riskli sakatlanmalar. Peki onu özel kılan ne oldu dersiniz? Pes etmemesi elbette. Sakatlıklara ve yaşadığı onca acıya rağmen Vonn pes etmedi ve geri dönerek Dünya Kupası serisinde yeniden iddiasını ortaya koydu. 2016’da downhill disiplininde hem erkeklerde hem kadınlarda en fazla dünya kupası yarışı kazanan sporcu oldu. 2010 Vancouver Kış Olimpiyatları’nda kadınlar alp disiplininde altın madalya, 2010 Vancouver Kış Olimpiyatları’nda kadınlar süper büyük slalomda bronz madalya kazandı. Birçok Dünya Şampiyonası’nda altın, gümüş ve bronz madalyaları bulunan Vonn, kariyeri boyunca birçok Dünya Kupası zaferi elde etti ve birçok sezon liderlik yaptı. Yaşadığı engellere rağmen yılmadı. Vonn, kararlılığı ve dayanıklılığıyla herkese örnek oldu ve sporculuk kariyeri boyunca birçok zorluğun üstesinden gelme konusunda bir rehber görevi üstlendi desek yeri. 2019’da resmi olarak profesyonel kayak kariyerini sonlandırdı ancak spor dünyasında hala aktif ve etkili bir figür olarak kaldı. O, acıyı güce ve başarıya dönüştüren, spor arenasında yıldızı parlayan kadın sporcular arasında çoktan yerini aldı bile.

Ece Bakıcı (Triatlon): Triatlon sporu tam bir dayanıklılık, güç ve disiplin sporudur. Ülkemizin triatlon sporundaki önemli değerlerinden birinin kadın olması da bizleri en çok gururlandıran şey olmuştur. Evet, Ece Bakıcı’dan bahsediyorum. Kariyerinde Balkan Şampiyonluğu olan, triatlon sporundaki en önemli değerlemizden biri Ece Bakıcı’ya tam bir demir kadın desek yeridir. Çünkü kariyerinde ciddi sakatlıklar yaşamasına rağmen, hatta yürümesini riski yaratacak sakatlıklar yaşamasına rağmen o yılmayıp triatlona dönebilecek motivasyon ve güçte oldu hep. Ece, Olimpiyat Oyunları’nda yer alma hayaline çok çok yaklaşmıştı. Bakü 2015 Avrupa Oyunları’nda triatlonda yarışırken sadece finiş çizgisine bir kilometre kala, bacağı kalça kemiğiyle bağlandığı yerden kırıldı. Bu aşırı zorlamaya bağlı stres kırığıydı. Sakatlık nedeniyle olimpiyat hayaline bir adım daha yaklaşmıştı, ancak bu zorlu anıyla başa çıkmak zorunda kaldı. Yine de pes etmedi. Ece, triatlonun gerçek bir “dayanıklılık” sporu olduğunu biliyordu. Olimpik Triatlon disiplininde 1.5 kilometre yüzme, 40 kilometre bisiklet ve 10 kilometre koşu etapları vardır. Bu sporu başarıyla yapabilmek için bu tempoya ve onun getirdiği acıya dayanmak gerekir. Ece, ameliyat sonrası yürüme riski olmasına rağmen bu gerçeği kabul etmeyip tekrar yarışmak istediğini doktorlara belirtti ve teslim olmadı. Daha güçlü şekilde geri döndü. Acı, ona güç katmıştı. İyileştiği yıl Türkiye şampiyonluğunu kıl payı kaçırarak ikinci oldu ama yılmadı, çalıştı ve şimdi daha zorlu bir branş olan Ironman’de kariyerini sürdürüyor.

Samiye Cahid Morkaya: Türkiye’nin ehliyet alan ilk kadını ve ilk kadın araba yarışçısı Samiye’den bahsetmeden olmaz. Bazı engeller sadece fiziksel olmuyor. Her dönemde kadın olmak elbette zordu ama 1800’lerde çok çok daha zordu bunu hepimiz kabul edebiliriz. 1897 doğumlu Samiye, araba yarışlarıyla yakından ilgili bir kadın olarak o dönemin kadına bakışı ve toplumsal cinsiyet kalıpları nedeniyle büyük engellerle karşılaşsa da asla yılmadı ve büyük mücadeleler vererek bu ilgisini bir başarıya dönüştürdü ve 1934 yılında İstanbul’da düzenlenen yarışlara katılmayı başardı. Fakat bu yarışlarda büyük bir kaza yaşayan Samiye ağır yaralanıp elini ve parmaklarını kullanamayacak hale geldi. Yine de bu durum onu bu tutkusundan asla vazgeçirmedi. Samiye yine de hayatının son anlarına kadar yarışlardan ve araba kullanmaktan geri durmadı. Onun bu azmi bugün birçok kadına ilham oluyor. 1972’de ise ardında güzel anılarla bu dünyadan ayrıldı Samiye fakat hepimiz onu tutkusu için verdiği mücadelelerle hatırlamaya devam edeceğiz. 

Şahika Ercümen (Serbest Dalış): Dünya rekortmeni serbest dalış sporcusu Şahika Ercümen’in aslında astım hastası olarak doğduğunu biliyor muydunuz?  Fakat ona rağmen tutkusu olan yüzme sporundan hiç vazgeçmedi Şahika. Astıma rağmen rekor denemelerinden hiç korkmadı ve dünya rekorları kırarak her şeye rağmen mücadelesini başarıya dönüştürerek yıldızını parlattı. Şahika Ercümen, dayanıklılığı, azmi ve sevgisiyle hem spor dünyasında hem de kadın sporcuların kalbinde ilham dolu bir iz bıraktı. Onun başarıları herkese örnek oldu. Milli sporcu, Türkiye serbest dalış tarihinde kadınlar ve erkeklerde sabit ağırlıkla 100 metreye inen ilk sporcu unvanını da elde etti. Ama bunu elde etmek hiç de kolay olmadı. Neden mi? Bahamalar’da düzenlenen Dünya Serbest Dalış Kupası’nda yarışmaya tek başıma giden Şahika’nın yarışma esnasında, paleti kırıldı ve ödünç aldığı paletle yarışmak zorunda kaldı. Dünya Serbest Dalış Kupası’nın 6’ncı gününde 95 metre hedefiyle yaptığı dalışın 78 metresinde yukarı çıkmak durumunda kaldı. Yukarı çıkamayacağı hissiyle mücadele eden ve aksiliklerle dolu birçok şey yaşayan Şahika, her şeye rağmen dalış kararından vazgeçmedi. “3 dakikalık dalış için 20 yıl emek verdim” diyen Şahika’nın mücadelesi takdire şayan doğrusu. 

Venus Williams (Tenis): Tenis tarihinin en başarılı kadın sporcularından Venus Williams, 7 kez Grand Slam şampiyonluğu yaşadı. Ama bu başarıya çiçekli yollardan mı gitti dersiniz? Elbette hayır. Venus Williams bağışıklık sistemini etkileyen ekzokrin salgı bezlerinin lenfositik infiltrasyonu ile karakterize kronik inflamatuar bir hastalık olan sjögren sendromu ile mücadele etmek zorunda kaldı kaldı hayatı boyunca. Ama bu onu içinde bulunduğu zorluklardan yıldırmadı ve acıyı güce dönüştüren kadın sporculardan biri oldu o da. Sadece o da değil Venus Williams’ın kız kardeşi olan Serena Williams da tenis dünyasının en büyük isimlerinden biri. 23 Grand Slam şampiyonluğu ile tarihin en çok Grand Slam zaferi kazanan kadın tenisçisi. Ancak hayatı boyunca o da sağlık sorunlarıyla mücadele etti. Sjögren sendromu ablası gibi onda da vardı ve o da bağışıklık sistemini etkileyen bu hastalıkla savaşırken bile sahada büyük başarılar elde etti. 

Simone Biles (Jimnastik): Biyolojik annesi tarafından büyütülemeyen ve dört kız kardeşiyle birlikte koruyucu ailede büyüyen Simone Biles, belki de geçirdiği zorlu çocukluk döneminin mücadele hissiyle spor tarihindeki en başarılı Amerikalı jimnastikçilerden biri oldu. Amerikalı jimnastikçi Simone Biles, olimpiyat tarihinin en çok altın madalya kazanan kadın jimnastikçisi olarak hepimizin tanıdığı bir isme dönüştü. Çocukluk travmalarını etkisiyle hayatının bir döneminde de depresyon ve anksiyete ile mücadele ettiğini açıkladı Biles. Bu zorlu süreçte bile spor kariyerine devam ederek büyük başarılar elde etti. Simone, 2013 yılında henüz 16 yaşındayken iki Dünya Şampiyonası altın madalyası kazanarak herkese ilham oldu. Bu ünü 2014 ve 2015 yıllarında kazandığı madalyalarla devam ettirdi. 2016 Rio de Janeiro Olimpiyatları’nda Biles, bireysel genel, atlama ve yer hareketlerinde altın madalya kazandı. Ayrıca denge tahtasında bronz madalya ve ABD takımının bir parçası olarak altın madalya kazandı. 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda, altın madalya kazanması beklenen altı altın madalyadan en az dördünü kazanmak için yarışan Biles, “twisties” olarak adlandırılan geçici bir hava farkındalığı kaybı nedeniyle çoğu yarışmadan çekildi. Yine de pes etmedi ve takım yarışmasında gümüş madalya ve denge tahtasında bronz madalya kazandı. Çünkü sahip olunan bir tutku her türlü depresyonun ve travmanın üstesinden gelebilme gücüne sahip! Bunun en iyi örneklerinden biri de Simone Biles oldu…

Katie Ledecky (Yüzme): ABD’li yüzücü Katie Ledecky, serbest stil yarışlarında birçok dünya rekoru kırdı. Ancak bazen yarışlarda talihsizlikler yaşadı. Örneğin, 2016 Rio Olimpiyatları’nda gözlüğünün camı yarış sırasında kırıldı, ancak yine de yarışı bırakmadı ve altın madalya kazandı. Spor tarihindeki en başarılı Amerikalı yüzücülerden biri olarak kabul edilen Ledecky, 21 dünya şampiyonluğu ile tarihte en fazla dünya şampiyonluğuna sahip kadın yüzücü. Dünya Su Sporları Şampiyonası’nda 16 bireysel altın madalya kazanarak rekor kırdı. 800 ve 1500 metre serbest stil yarışlarında hem uzun kulvar hem de kısa kulvar dünya rekorlarının sahibi oldu. Ayrıca 500, 1000 ve 1650 yard serbest stil etkinliklerinde en hızlı derecelere sahip olan Ledecky, uzun mesafe yüzme yarışlarında dayanıklılığı ve azmi ile tanınan ve ilham olan yüzücülerden biri olarak hepimizin tanıdığı örnek sporculardan biri olarak kadın sporcuların yoluna başarılarıyla ışık tutmaya devam ediyor. 

Jackie Joyner-Kersee (Atletizm)Jackie Joyner-Kersee, Amerikalı bir atlet ve spor tarihindeki en büyük kadın atletlerden biri olarak kabul edilir. Hem heptatlonda hem de uzun atlama dalında büyük başarılar elde eden Kersee’nin bir dönem şiddetli astım atakları peşini bırakmamış ve buna rağmen spora ısrarla ve mücadele ile devam etmişti. Bu zorluğa rağmen olimpiyat madalyaları ve dünya rekorları kırdı. 1987 Roma Dünya Şampiyonası’nda uzun atlama dalında altın madalya kazandı. Aynı şampiyonada heptatlonda da altın madalya sahibi oldu. 1991 Tokyo Dünya Şampiyonası’nda uzun atlama dalında bir kez daha altın madalya kazandı. 1993 Stuttgart Dünya Şampiyonası’nda ise heptatlonda bir kez daha altın madalya sahibi oldu. Kersee, spor dışında da etkili bir figür oldu. Çocuk eğitimi, ırk eşitliği ve kadın hakları konularında aktif olarak çalıştı her zaman. Kendi adını taşıyan vakıf aracılığıyla East St. Louis’teki gençleri spor ve akademik başarıya teşvik etti etmeye de devam ediyor. Jackie Joyner-Kersee, dayanıklılığı, azmi ve topluma olan katkılarıyla unutulmaz bir spor ikonu olarak kadın sporculara ilham olmayı sürdürüyor.

Kirsten Landman (Enduro): Enduro dünyasının en ilham veren ismi olan Güney Afrika’nın en başarılı kadın enduro ve ralli yarışçılarından biri olan Kirsten Landman da onca talihsizliğe rağmen mücadeleden vazgeçmeyenlerden oldu. 11 yıl önce yaşadığı kaza sonucunda neredeyse ölümden dönen sporcu bu kazanın ardından sadece 6 ay sonra yine spora döndü. 11 gün komada kalan, “durumu kritik” denilen Kirsten Landman bu zorlu mücadeleden de başarıyla çıkarak, 2015’de Kemer, Antalya’da Red Bull Sea to Sky’da yer aldı. Bununla da kalmadı bu klasmanda bir extreme enduro mücadelesini tamamlayan ilk kadın yarışçı unvanına sahip oldu. 2020’de ise Dakar rallisini tamamlayan ilk Afrikalı kadın unvanını elde etti. Bunlarla kalmayan Kirsten, erkek egemen bir arenada başarılar elde etmeye devam etti ve dünya genelinde en üst düzeyde yarışarak Güney Afrika Springbok renklerini kazandı. Çünkü güçlü bir inanç, tutku ve motivasyon her şeyin üstesinden gelir!

Kadın sporcuların hikayeleri, yaşadıkları talihsizliklere rağmen azimle, asla pes etmeden mücadele ederek başarıya ulaşmanın gücünü hepimize gösteriyor. Onların cesareti ve azmi, gelecek nesillere, kız çocuklara ve genç sporculara büyük bir ilham kaynağı olmaya devam edecek… 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir