Dövüş sporuna cinsiyetçi bir bakış açısıyla yaklaşan algıyı yeni yeni kırdığımız bu dönemlerde, artık kadınlarında dövüş sporlarında daha etkin bir rol almaya başladığını görmekteyiz. Başarılarıyla kadınlara dövüş sporlarında örnek olan Müge Değirmenci ile kadın dövüş sporları hakkında konuştuk.
“ ‘Erkek gibi’ değil de ‘Kadın gibi’ ”
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Merhaba ben Müge Değirmenci. 16 Haziran 2001 Kocaeli İzmit doğumluyum. İzmit’te doğup büyüdüm. Küçük yaşlardan beri dövüş sporlarıyla uğraşıyorum. Bunun yanı sıra birçok branşta lisanslı sporcuyum. Bu sporlar arasında en çok bağlandığım ve dikkatimi çeken dövüş sporları oldu. İlk tekvando sonra wushu sonra kick boks branşları ile uğraştım. 2015 yılından beri Milli sporcu olmakla beraber profesyonel sporcuyum. Kendi sıkletimde Türkiye Kemer şampiyonuyum ve beş Türkiye şampiyonluğu, bir Balkan, bir Uluslararası şampiyonluk ve bir kez de Avrupa şampiyonu oldum. Bunun dışında birçok ikincilik ve üçüncülüklerim var. Benim için ya şampiyon olursun ya da hiç. Türkiye’de ve yurt dışında ülkemi birçok kez temsil ettim. Elimden gelenin hep daha fazlasını ortaya koymaya çalıştım. Kocaeli Spor Lisesi’nden mezun olduktan sonra akademik kariyerime Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünde devam ediyorum. Her zaman kick boksta “erkek gibi” değil de “kadın gibi” olup güçlü olabileceğimizi kanıtlamış bir sporcuyum ve başarılarım hep devam edecek.”
Dövüş sporuna nasıl başladınız? İlk çalışmaya başladığında ki çalışma süreciniz nasıl ilerliyordu?
6-7 yaşlarında tekvando ile tanıştım. Daha sonra da Wushu branşında Türkiye ve Avrupa şampiyonu olduktan sonra Kick Boks branşına geçtim. Bu branşta da Türkiye kemer şampiyonu, Türkiye şampiyonlukları ve çıktığım profesyonel maçlarda birçok şampiyonluk elde ettim. Sporculuk kariyerime aktif bir şekilde devam ediyorum. Bu spora ilk başladığımda haftada 2 gün idman yapabiliyordum. Kas kütlem ve kemiklerim geliştikçe bu antrenmanların sayısı aritmetik olarak arttı. Bu süreç tabii ki kolay olmadı. Çok zorluklar ve sakatlıklara rağmen mücadelemi bırakmayıp bugünlere geldim. Şimdiyse maç zamanları günde çift idman yaptığım bile oluyor. Bu idmanların süresi 5-6 saati bulabiliyor. Azmim ve hırsım sayesinde yılmadan hedefimde dosdoğru ilerledim.”
Sizi motive eden bir kadın sporcu var mı ?
“İlk olarak her zaman gurur duyduğum en büyük destekçim olan ve beni bu spora teşvik eden annemi söylemek istiyorum. İkinci olarak da taşıdığım nickname’in sahibi “LOZEN” çok eski zamanlarda yaşamış cesur, savaşçı, lider özelliğiyle tanınan biriydi. Ve onu kendime çok yakın hissediyorum.”
Sizce kadın sporcuların en çok karşı karşıya kaldığı sorunlar medyada yeterli şekilde yer buluyor mu?
“Sorunların çoğu medyada yer bulmuyor. Hatta %80’i yansıtılmıyor. Özellikle güç gerektiren sporlar yani amiyane tabirle erkek sporları kick boks, güreş, judo vs. Sporlarda çoğu kadın sporcular, erkek sporculara göre daha çok başarı elde ediyor. Bence kadınsan zaten bu branşlarda eksiden başlıyorsun. Başarılı olmaktan ziyade çok başarılı olmalısın ki erkekler kadar değer ve destek görebilesin.”
“Kazanmayı rakiplerinden daha fazla isterlerse hep kazanacaklardır”
Genç kadın sporcular için nasıl bir yol izlemelerini tavsiye edersiniz ?
“Önce kendilerine bir hedef belirlemeliler. Sonra bu hedef doğrultusunda beslenmeli, uyumalı, çalışmalı yani bu hedef doğrultusunda yaşamalılar. Yetenekli olduğu branşı bulup bu yolda devam etmeliler. Tabii ki de başladıkları gibi hep kazanamayacaklar. Yenilgileri de olacak. Kaybetmeden kazanmayı öğrenemeyecekler. Eğer kazanmayı rakiplerinden daha fazla isterlerse hep kazanacaklardır. ”
Sporcularda hep bir hedef olur ve ona ulaşınca yeni hedefler belirlenir, senin şu anki hedefin var mı, varsa nelerdir ? Nasıl bir tempoda çalışarak hedefine ulaşmayı planlıyorsun?
“Ben 14 yaşında Milli sporcu oldum. 17 yaşında ilk Avrupa Şampiyonası’nda derece elde ettim. Hedefim profesyonel sporcu olmaktı. Ve 19 yaşımda ilk profesyonel maçıma çıktım ve şampiyon oldum. Bu sporda erkek gibi değil de kadın gibi olup başarılı olunabileceğini herkese kanıtlamak istedim. Şu anda 22 yaşındayım ve antrenörlük yapıyorum. Benden sonraki genç kızlara küçük de olsa ilham olabiliyorsam ne mutlu bana. Bundan sonra bu spordaki hedefim dövüş sporlarını daha fazla kadınların da yapabileceğini öğretmek olacaktır.”
“Kadın sporcu olmak zor ama günümüzde başarılı kadın sporcu olduğunu kanıtlamak daha zor”
Kadın boksör olmanın zorlukları ya da kolaylıkları var mı? İnsanların sana yaklaşımı nasıl oluyor?
“Bu spora ilk başladığım zamanlarda annem dışında kimse beni onaylamıyordu. Çünkü bu sporun kadınlara göre olmadığını daha narin sporlara yönelmem gerektiğini birçok kişi tarafından işitiyordum. Bu süreçte annem her zaman yanımdaydı ve en büyük destekçim her zaman oydu. Bu da benim için yeterliydi zaten. Bu spora ilk başladığım zamanlar babamdan gizli salona gitmişliğim bile var. Bu süreci değiştiren şey şampiyon olduktan ve milli takıma girdikten sonra ailem dahil çevremdeki herkesin düşüncelerini yavaş yavaş değiştirmeye başlamıştım. Evet kadın sporcu olmak zor ama günümüzde başarılı kadın sporcu olduğunu kanıtlamak daha zor. Şu anda çevremdeki herkes bu duruma alıştı. Onlara bunu kanıtladım. Beni örnek alan genç kızların sayısının arttığını görüyorum.”
Kadınların spor alanında etkin olmaları için tavsiyelerin neler?
“Öncelikle biz kadınlar çok güçlüyüz ve istediğimiz her şeyi başarabiliriz. Sadece istememiz yeterli. Bana gelen üyelerin arasında “hocam acaba yapabilir miyim?” “ben çok güçlü değilim.” “sakatlanır mıyım?” vs. Bir sürü sorularla geliyorlar. Bu spora başladıktan sonra yapabildiklerini görüyorlar ve özgüvenleri artıyor. Hatta gün içinde artık daha zinde olduğunu söyleyen üyelerim de oldu. Yani demem şu ki biz kadınlar kafamıza koyduğumuz her şeyi yaparız.”
“Bireysel sporlar çok fazla medyanın ilgisini çekmiyor.”
Spor medyasında kadınlara yeterince yer verildiğini düşünüyor musunuz? Medyaya bakınca daha çok kadın sporlarında voleybolcuları ön planda görebiliyoruz sizce bunun sebebi nedir?
“Medyada kadınlara yeterince önem verildiğini tabi ki de düşünmüyorum. Yakın zamanda voleybol kadın milli takımımız birçok başarı elde etti. Ve artık gündemde futbol dışında kadın voleybol milli takımımız gündemdeydi. Bu beni çok gururlandırdı. Bireysel sporlar çok fazla medyanın ilgisini çekmiyor. Bu yüzden gündeme gelmiyor. Fakat ülkece kazanılan her türlü başarının sevincine eşit derecede ortak olmalıyız. Spor uğrunda adanmış hayatlar bu tebriği hak ediyor. Aslında medyada yansıtılan 3-5 dakikanın arkasında yüzlerce saat antrenman, uykusuzluk, stres, maddi sıkıntılar ve birçok sorun var. Bu kadar çok sorunun içinde mücadele edip bir de kadın olmak var. Bunun üstüne başarılı bir şampiyon olduğunda bile çoğu zaman medyaya yansıtılmıyor. Bir yerlerde tek başına ülkeni, bayrağını temsil ederken birçok kişinin bundan haberi bile olmuyor. Olsa bile ilgisini çekmiyor görüp geçiyor. Bu durum biz sporcular için gerçekten çok üzücü.”